Kadir
Akyol’un portre çalışmalarını ilk bakışta, foto-kolaj olarak algılayabilirsiniz.
Ama O, tüm portrelerini yağlıboya ile dantel gibi işliyor ve ortaya ironi ve
eleştiri yüklü çok özel eserler çıkıyor.
Röportaj: Ümmühan Kazanç
Sevgili Kadir, 2014-2015 sanat sezonuna
yoğun bir giriş yapıyorsun. 30 Ağustos’a kadar devam edecek “DOKUZ+BİR” karma
sergisinde iki eserin yer alıyor. Ama onun dışında hem yurtiçinde hem de
yurtdışında birçok etkinliğe katılacaksın. Programını senden öğrenebilir miyiz?
Sizin
de belirttiğiniz gibi, Mine sanat Galerisi’nde Lütfiye Bozdağ’ın Küratörlüğünü
üstlendiği “DOKUZ+BİR” sergisi 30 Ağustos’a kadar devem ediyor.
12
Eylül-12 Ekim 2014 tarihleri arasında Küratörlüğünü Beste Gürsu’nun yaptığı “BİR
HİKAYEM VAR” temalı sergimiz, Pera Müzesi’yle birlikte, çok önemli bir galeri
olan Saraybosna Ulusal Galeri’de, Bosna-Hersek’te izleyiciyle buluşacak.
13-16
Kasım 2014 tarihleri arasında Contemporary İstanbul Fuarı’nda, İstanbul, Berlin
ve New York bağlantılı “galeri piq – nyc” ve Galeri Ark ile resim ve bir
düzenlemeyle fuarda yer alacağım.
22
Kasım 2014’te kişisel sergim öncesi Koleksiyoner Mete Bora’nın İstanbul’da yeni
açtığı SUMMART’ta, sanatçı tanıtım programı kapsamında 480x180 cm boyutlarında
özel yaptığım bir çalışma ile kişisel sergimin ön tanıtımı olacak.
22
Kasım Galeri Ark’ta kişisel sergim açılacak.
Aralık
ayında Belçika’nın Başkenti Brüksel’de Türkiye-Avrupa Birliği Kültürlerarası
Sanat Diyalogları T.C. AB Daimi Temsilciliği Galerisi’ndeki sergimle 2014 yılı
programını bitiriyorum.
Kaya Özsezgin, resim çalışmaların ile
ilgili kaleme aldığı yazısında şu cümleleri kullanıyor: “Kadir Akyol’un bu konu
çevresinde, özel photo-shop teknikleri kullanarak, fotografik temsil işlevine
yeni bir sanatsal kimlik katarak oluşturduğu portreler, bu geleneğin temsiliyet
özelliğini sorgularken, bir yandan da kendi aile bireyleri başta olmak üzere
medya patronlarına yönelik yarı eleştirel yarı ironik tasvir modlarını gündeme
sokmakta, böylece kendine özgü bir tipoloji kavramını açığa çıkarmaktadır.” Sen
bu söylemi biraz açar mısın? Kendi çalışmalarını foto-realist olarak tanımlar
mısın? Ama resimlerin oluşum sürecine baktığımızda ben biraz “hiperrealizme” de
yakınlaştığını da görüyorum.
Gördüğüm
her nesneyi sanatsal bir nesne olarak algılamamdan imgelerin çıplak
temsillerini saf boya alanlarıyla sorunlaştırıp, problem haline getirip tuval
yüzeyini sosyo-kültürel, politik ve etnik gerilimlerle yüklü imge yorumlarıyla
içlerini doldurup; gerektiğinde kişisel hikayerini de ötekileştiren bir
duyarlıkla simgesel bir dile, sosyo-politik ve kültürel bir basıncı da içeren
her düzeydeki iktidar yapılanmasının kodlarını açığa çıkarmak üzere, çoğunlukla
aşina yüzleri ve imgeleri dijital bir dip yüzey önünde yapı- söküm
kavramlarıyla açıklayabilirim ve 2013 yılında Rh+ Sanat Dergisi’nin düzenlemiş
olduğu Yılın Genç Ressamı yarışmasında birincilik alan realist çalışmamda
olduğu gibi, portreleri çıplak bir şekilde, belli yerlerde hiperrealizme yaklaştığım
dönemler de olmuştur.
Bir de portrelerini hepimizin aşina
olduğu, bir zamanlar ya da hala televizyonlarımızı, sehpalarımızı süsleyen
tanıdık dantel motifleriyle şeffaf bir şekilde örterek, izleyicileri biraz daha
derin düşünmeye davet ediyorsun? Akrabalarını, atalarını dantel motiflerinin
arkasından izlememize iten nedenin arkasında ne yatıyor?
Portrelerimde,
Güç / İktidar ilişkilerini olanca sertliği ve soğukluğuyla duyuran bu dip yüzey
önünde bir kayıp zamanın kederiyle yüklü plastik dil aradaki “insan”ın imgesel
temsili üzerinden, yakın tarihin kült isimlerini, aile bireylerimi,
akrabalarımı ve aynı coğrafyaya ait kimi bilindik yüzleri Doğu-Batı sentezi
içerisinde sorunlaştırıp bu durumun problem halini resimlerimle çözme gayreti
içerisindeyim.
Çalışmalarında kullandığın geleneksel dantel
motifi ile yaptığın doğu-batı sentezine ek olarak, medyaya gönderme yaptığın,
tek kanallı dönemlere bizi götüren, yuvarlak içindeki geometrik şekiller, belli
bir yaş grubundaki insanların beynine kazınmış bir imgedir. Resimlerinin arka
planını oluşturan, bu ilk televizyon kanalımızın bellek yorucusu imgesi senin
ironi süzgecinden nasıl geçiyor?
Çok
kısa bir şekilde açıklayacak olursam, Türkiye’de TRT ile tanıdığımız test
yayını sembolünü gezi olaylarıyla başlayan çok kanallı ama tek elden yönetilen medyanın
etkisi üzerine çalışma serüvenim, bana medyanın aldatıcı yönünü, gücünü, bana ve
herkese gösterdi. Kimsenin görmediği ya da göremediği veya gösterilmeyen bir zamanlar
tek kanallı dönemlerde, büyüdüğüm coğrafyada, bu olaylar ve daha kötüleri
yaşanıyordu. Empati kurma amaçlı, duyarlı olunmaya, farkındalıklarımızı
artırmaya yönelik başlayan çalışmalarımda imgenin pornografisini çizme
gayretine düştüm.
Son olarak, çalışmalarının gelecekte
nasıl bir yöne evrileceğini düşünüyorsun? Kafanı meşgul eden yeni imgeler var
mı? Örneğin Galeri ARK’ta açacağın kişisel serginde ne gibi sürprizler olacak?
Gelecekte
çalışmalarım disiplinler arası bir boyutta devam edecek. Galeri Ark’ta açacağım
kişisel sergimde aile bireylerimin, akrabalarımın ve doğuya ait kişilerin
karekteristik yüzleri, 10 adet büyük boyutlu resim ve bir adet video çalışmam
ile izleyiciyle buluşacak.
KADİR AKYOL ÖZGEÇMİŞ
Kadir
Akyol 1984 yılında Mardin’de doğdu.
2004-2008
Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nü bitirdi.
2008-2011
Ankara Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı Yüksek
Lisans, (Tez Konusu: Çağdaş Sanatta Melez Yaklaşımlar)
2011
yılında İspanya’ da Universidad De Sevilla Faculttad De Bellas Artes’da 2.
master eğitimine başladı. İspanya’da “Hacker Sanatı” isimli tezine devam
etmektedir.
2009-2013
yılları arasında Amerika ve Avrupa’nın bazı kentlerinde sanatsal araştırmalar
yaptı, proje bağlamlı workshop ve etkinliklerde yer aldı.
2013
yılında Rh+Artmagazine ‘Yılın Genç Ressamı’ Ödülünü kazandı.
Can
Sanat Yayınlarına ait, Primo Levi’nin “Bunlar da İnsan mı” eseri ve Behçet
Çelik’in “Ateşe Atılmış Bir Çiçek” isimli romanlarına, iki farklı eseri kapak
resmi seçilmiştir.
10
Kişisel sergi açmış ve 100’den fazla ulusal ve uluslararası bir çok karma, grup,
bienal, trienal, sempozyum, fuar, müzayede, projeli etkinliğe; resim, video,
enstalasyon ve performanslarıyla katılmıştır.
KİŞİSEL SERGİLER
2014 “imgenin pornografisi”, Galeri Ark, İstanbul
2013 “nameless” rh+ artmagazine, Yılın Genç Ressamı,
Planet of Art, İstanbul
2012 “Money Talks” (video, enstalasyon, resim)
Artcore Space, İstanbul
2012 “İnsect”, ART and LIFE Gallery, İstanbul
2011 “metamorfoz, gregor Samsa, böcek serisi”,
(Resim) Galeri Studio 9, İstanbul
2010 “Gregor Samsa” Altamira Sanat Galerisi,
Mersin
2010
“Gregor Samsa” M.T.S.O. Sanat Galerisi,
Mersin
2008 “metamorfoz” (sokak çocukları yararına)
Teoman Ünüsan Sanat Galerisi, Mersin
2007 “Kadir Boyut” (oyun), Teoman Ünüsan Sanat
Galerisi, Mersin
2007 “Aşk Resmi”,
‘Wc’de sergi’, Mersin Üni. G.S.F.
Mersin
2006 “kadir - Kent” Mersin Üniversitesi (Açık
alanda sergi), Mersin
İletişim:
kadirakyol47@gmail.com
www.kadirakyol.com