4 Aralık 2019 Çarşamba

İSMET DOĞAN’IN “HİÇBİR YERDEYİZ” SERGİSİ LABİRENT SANAT’TA

İsmet Doğan, “Kırık Masa - Eksiklik Serisi I Broken Table - Lack Series”, 2012, c-print, 150x120 cm.

AÇILIŞ: 05.12.2019 Perşembe, saat: 18.30 - 20.30
İsmet Doğan’ın, küratörlüğünü Selman Akıl’ın yaptığı “Hiçbir Yerdeyiz” isimli kişisel sergisi 5 Aralık 2019 – 11 Ocak 2020 tarihleri arasında Labirent Sanat’ta görülebilir. Mekânı kayıp bir geometriye sürükleyen şimdi ve burada ölümün şiirini avuç içinize yerleştirerek yürüyeceğiniz “Hiçbir Yerdeyiz” sergisinde, İsmet Doğan’ın son dönem Eksiklik serisi ve serginin kavramsal çerçevesiyle bütünlük gösteren tüm dönemlerine ait çalışmaları yer alıyor. 

Sergi şeylerin kendi içinde sıkışıp kalmış tanımlar âlemini, zaman vurgusuyla doğum öncesi ve ölüm sonrasına taşımak için tasarlandı. Çoğunlukla İsmet Doğan’ın Eksiklik serisinden çalışmalarının yer aldığı sergi, geleceğe yönelmiş bir şimdi ve burada olmanın kurgusunu iyimser ya da kötümser kurgu totolojileri olan ütopyalar ve distopyalar ötesinde, içe ve dışa dönük bükülmelerinin derinliklerinde bir boyutta gündeme getiriyor. Düzen ve kaos, temsil ve akış, yansıma ve anlamda kaderi çözülüp örülen varlığın dünyaya ya da kendi bedenine aidiyetinin imkan ve imkansızlığını tartışıyor. Tek tek işlerde, duran nesnenin zaman ve mekânda, ileri doğru akışını çürüme ve kırılma olarak yansıtan sergi bir bütün olarak kendini aynı zamanda, mekânın ve nesnelerin öncesine doğru giden bir yerleştirme olarak sunuyor. 


İsmet Doğan, “Kırık Kalp - Eksiklik Serisi I Broken Heart - Lack Series”, 2012 - 2019, c-print, 65x50 cm.


İsmet Doğan’ın işlerinde genellikle logos ya da gramer olarak nesnenin içinde yer alıp, nesnelerin dağılışlarında beliren harfler bu defa mekâna yayılıp nesne bedenlerinin yapılanmalarından öncesine gidiyor ve tüm mekânı bir yerleştirme haline getiriyor. Bir bütün olarak bu mekân yerleştirmesi günümüz dünyasıyla kurduğu analojide, belirsizliğe dönük yansımalarla, mekânsızlığı olumlayarak hiçbir yerdeliğin olanaklı kıldığı, şimdi ve buradalığın hapsinden kurtulmuş hatta sonsuzluğun kılığına bürünebilen olanaklı dünyaları yansıtıyor.

İsmet Doğan’ın son dönem Eksiklik serisi ve serginin kavramsal çerçevesiyle kesişen tüm dönemlerinden işlerinin yer aldığı, “Hiçbir Yerdeyiz” başlıklı kişisel sergisini, 5 Aralık 2019 - 11 Ocak 2020 tarihleri arasında Labirent Sanat’ta görebilirsiniz. 

Labirent Sanat

Asmalı Mescit Mah. Sofyalı Sok. No: 22 K: 1 34430, Beyoğlu / İstanbul
Ziyaret saatleri: Salı – Cumartesi | 11.00 – 19.00
Detaylı bilgi ve daha fazla görsel için: info@labirentsanat.com | +90 212 243 86 81

İsmet Doğan, Kırık Ekran - Eksiklik Serisi I Broken Screen - Lack Series, 2012 - 2019, c-print, 130x100 cm.

İSMET DOĞAN: 1957’de Adıyaman’da doğdu. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden 1983 yılında mezun oldu. Ardından, Fransız Hükümeti bursuyla Paris’e giderek; burada iki yıl kaldı. 1990’larda Türkiye’ye dönerek İstanbul’a yerleşti.
İsmet Doğan, 1980’li yıllardaki ilk işlerinde; tarih, kültür, gelenek kavramlarını dadaizm teknikleri-kolaj, montaj, grafiti ve “ready-made” nesneler ile birleştirip sorunsallaştırdı. Bir düşünür olarak ise, Türkiye tarihinde, özellikle batılılaşma-modernleşme projesinin dayatmış olduğu, temellük ettiği-şiddetin ve travmanın etkilerine odaklandı. İsmet Doğan’ın işlerinde, Latin harflerinin sunulması, 20. yüzyılın başlarında Türkiye’de gerçekleşen dil reformunun, toplumsal mühendisliğinde politik bir araç olarak kullanıldığının açığa vurumudur. İsmet Doğan’a göre, bu politik araçsallaştırma daha sonra toplumun kendi kültürüne karşı yabancılaşmasına yol açmıştır. Sanatçı, bunun içinde travmaya yol açan şiddetli bir politik eylem görmektedir. Doğan’ın modernleşme sorunsalını, tuvali üzerinde kelimeler (Logos, BâBâ gibi) veya rastgele dağıtılmış harfler ile aynalar kurgular ve bunlar bugüne kadarki çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olarak devam eder.
2000’lerde ise yapıtlarına bir başka eleştirel boyut katarak özellikle sömürgecilik konusu üzerine gider ve sanat tarihine referanslarla sinematografik materyal değişimleri yönünden bir stratejiyle konuya yaklaşır. İsmet Doğan film karelerine kendi imgesini yerleştirmek suretiyle bu sahnelerde küçük değişiklikler yapar ve film karakterleriyle bir özdeşlik-kimlik kurma süreciyle aynı zamanda Batı görsel kültürünün temellük ettiği temsili sistemler üzerine eleştirel bir yorum getirir. Aynı dönemde, aynalar Doğan için temel bir çalışma materyali haline gelir. Yarı mat veya saydam aynalar ile iç ve dış bükey aynalar içinde seyirci akseder, çoğalır ve kendi bedeniyle bir yabancı olarak karşılaşır. Dahası bir başka şey olarak, sanat yapıtının bir parçası olarak işlev görür.