Fotoğraflar:
Ümmühan Kazanç
Osmanlı'nın
son dönem önemli yapılarından biri olan Nakkaştepe'deki Abdülmecid Efendi
Köşkü, 15. İstanbul Bienali süresince Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer
M. Koç Koleksiyonu'ndan muhteşem bir seçkiye ev sahipliği yapıyor. Sergi çok
beğenilmiş, her gün yüzlerce ziyaretçi ağırlıyor. 24 Ekim 2017 tarihine kadar
her şey olağan seyrinde devam ediyordu. Büyük Osmanlı Sosyal Yardımlaşma Eğitim
ve Kültür Derneği üyeleri, Abdülmecid Efendi Köşkü'nde açılan "Kapı Çalana
Açılır" sergisini protesto etmesiyle sanat dünyası ayağa kalktı ve
ziyaretçi sayısı daha da arttı. Kapıda kuyruklar oluşuyor, köşkün içi
sanatseverlerle dolup taşıyor. Mutlaka görülmesi gereken bu özel sergi artık 12
Kasım 2017 tarihine kadar Pazartesi hariç her gün 14:00 – 19:00, Cumartesi &
Pazar: 11:00 – 19:00 arası gezilebilir.
RESSAM
ABDÜLMECİD EFENDİ
Protestoyu yapan kişilerin bilmedikleri önemli bir
nokta vardı. Son Halife Abdülmecit Efendi, aslında Osmanlı Hanedanının tek
Ressamıdır. 1868 yılında Dolmabahçe Sarayı'nda doğmuş ve Türk resim tarihine
önemli bir iz bırakmıştır. Abdülmecid Efendi resimlerinde cüretkâr davranmış
örneğin ''Avluda Kadınlar" adlı eserinde çıplak kadın figürlerine yer
vermiştir. Abdülmecid Efendi'nin tek "nü" tablosu "Avluda
Kadınlar" değildir, böyle başka eserleri de vardır. Başarısı yurt dışında
da yankı bulan Abdülmecid Efendi, Paris'te 1914 Salonu Sergisi'nde ''Tarih
Dersi'' adlı eseriyle sergiye kabul edilmiş bir sanatçıdır. Osmanlı Ressamlar
Cemiyeti'nin fahri başkanlığını yapmış ve cemiyete mali destekte bulunmuştur. İlk
kez 1916 yılında düzenlenen Galatasaray Sergilerini desteklemiş ve bununla
kalmamış, resimleriyle de bu sergilerde yer almıştır. Şişli Atölyesi'nde
üretilen eserler 1918 yılında Viyana'da Türk Ressamları Sergisi adıyla
sergilenmiş ve Abdülmecid Efendi bu sergiye 4 eseriyle birlikte katılmıştır. Bu resimler; ''Otoportre'',
''Harem'de Goethe'', ''Harem'de Bethoven'' ve ''I. Sultan Selim'' adlı
çalışmalarıdır.
ÖMER M. KOÇ KOLEKSİYONUNDAN 30
ESER ABDÜLMECİD KÖŞKÜ'NDE
“Kapı Çalana
Açılır”, 19. yüzyıl yapısı Abdülmecid Efendi Köşkü’nün de ilk sergisi. Seçki,
VKV Kültür-Sanat Danışmanı ve Arter Kurucu Direktörü Melih Fereli ile Ömer M.
Koç Koleksiyonu Yöneticisi Károly Aliotti’nin küratörlüğünde hazırlandı. "Kapı
Çalana Açılır" sergisi, Türkiye'den ve dünyadan 24 sanatçının 1700'lerden
günümüze geniş bir döneme yayılan ve bir kısmı Türkiye'de ilk kez sergilenen 30
yapıtını bir araya getiriyor.
KAVRAMLAR
ARASINDAKİ İLİŞKİ
Zaman ve değişim, hareket ve duraksama, insan ve hayvan,
canavar ve melek gibi kavramlar arasındaki ilişkiyi ele alan sergide yer
alan Patricia
Piccinini, Ron Mueck ve Carsten Höller yapıtları
köşkte zamanın akmaya devam ettiği hissini verirken, Daphne Wright, Yaşam Şaşmazer ve Franz Xaver Seegen gibi
sanatçıların işleri zamana yenik düşmüş gibi görünüyor. Leyla Gediz, Anıl Saldıran ve Semiha Berksoy’un
yapıtları ise bu iki durum arasında bir köprü kuruyor. Ekin Saçlıoğlu, Alejandro Metallo Gibert ve Taner Ceylan’ın sergideki yapıtları dönüşümün kaçınılmazlığı gibi
temalara göndermeler içeriyor. Sergide 15. İstanbul Bienali’nin küratörlüğünü
üstlenen Elmgreen ve Dragset sanatçı
ikilisinin de iki yapıtı yer alıyor.
Ziyaretçi köşkten içeri adımını atar atmaz, zamanda donmuş
ama buna rağmen adeta devinim halindeki bir paralel evrenle karşılaşıyor.
İzleyicinin ilk gördüğü yapıt, az önce oraya düşmüş gibi, kanatlarını iki yana
açmış, yerden uzanan, mermer tozundan yapılmış bir kuğu. Yaşanmışlıkla terk
edilmişlik arasındaki gerilimi yansıtan bu kuğu, kıpırtısız bir hayaleti ve
geçmiş hayatların hikayelerinden geri dönen ruhları andırıyor. Sergiyi ziyaret
ederken, zaman sanki insanlardan hayvanlara ve olağan dışı varlıklara kadar
herkes ve her şey için durur.
Kaskatı kesilip taşlaşanlardan mutasyon yoluyla hayatta
kalmaya çalışanlara kadar sergideki tüm yapıtlara belli belirsiz bir
huzursuzluk teması hakim – yapaylıkla doğallık arasındaki uçurumun ve olası
melezliklerin sınırında gezinen bir huzursuzluk. Sergideki yapıtlar, içinde
sunuldukları mekanla bir araya geldiklerinde mutasyonun doğanın döngüsünde
kaçınılmaz bir yeri olduğuna dair bir izlenim oluşturabilirler.
“Kapı Çalana Açılır” bir sergiden ziyade bir tür tanıklık
vadediyor; bizi gördüklerimizden bir mana çıkarmaya davet ediyor. Bizi
gördüklerimizden bir mana çıkarmaya davet eden, aynı zamanda görmediklerimiz
üzerinden sezgilerimize hitap eden bir tanıklık. Yapıtlardan yola çıkarak
kurulabilecek bağlantılar aracılığıyla izleyicileri değişmekte olan zaman
izlediğini takip etmeye çağıran sergi Ahmet Hamdi Tanpınar’ın şu sözlerini
hatırlatıyor; “Dün bugündür aslında, değişen tek şey zamandır.”
SANATÇILAR
Sergide
Leonce Raphael Agbodjelou, Francesco Albano, Semiha Berksoy, Paul Carey, Taner
Ceylan, Elmgreen & Dragset, Leyla Gediz, Alejandro Metallo Gibert,
Gimhongsok, Carsten Höller, Ryota Kikuchi, Steven Klein, Burhan Kum, Harland
Miller, Ron Mueck, Patricia Piccinini, Jon Rafman, Ekin Saçlıoğlu, Anıl
Saldıran, Franz Xaver Seegen, Yaşam Şaşmazer, The Connor Brothers, Daphne
Wright ve ismi bilinmeyen bir sanatçının eserleri yer alıyor.
ABDÜLMECİD EFENDİ KÖŞKÜ
Geç
Osmanlı mimarisinin ihtişamlı bir örneği olan Abdülmecid Efendi Köşkü, 19.
yüzyıl sonlarında Mısır Hidivi İsmail Paşa tarafından av köşkü olarak
yaptırılmış. Mimarı kesin olarak bilinmese de bazı kaynaklarda mimar
Vallaury'nin adı geçiyor. Günümüze köşkün yalnızca selamlık binası ulaşmış.
Sultan II. Abdülhamid tarafından satın alınıp yeğeni Abdülmecid Efendi'ye
devredilen köşk, kendisi de hayli yetkin bir ressam olan son Osmanlı halifesi
Abdülmecid Efendi tarafından yazlık konut olarak kullanılmış; döneminin sanatçı
ve yazarlarının buluşma yeri haline gelmiş.
Bağlarbaşı'ndaki
iki yüz dönüme yakın koru içine yerleşen köşkün mimarisine Osmanlı ve Mısır
üslûbu hâkim; üç katlı yapı çini ve hat sanatının incelikli örneklerini
barındırıyor. 1924 yılında halifeliğin kaldırılmasının ardından İstanbul
Defterdarlığı'na geçen köşk, 1980'li yıllarda Yapı Kredi Bankası'nın kurucusu
Kâzım Taşkent tarafından satın alınmış ve daha sonra Koç Topluluğu'na
devrolunmuş.
SERGİNİN PROTESTO EDİLMESİNDEN SONRA KOÇ
HOLDİNG TARAFINDAN YAPILAN BASIN AÇIKLAMASI
"Basın ve
Kamuoyunun Dikkatine
Ülkemizden ve
dünyadan 24 sanatçının 1700’lerden günümüze geniş bir döneme yayılan ve bir
kısmı Türkiye’de ilk kez sergilenen 30 yapıtını bir araya getiren “Kapı Çalana
Açılır” sergisine önce sosyal medyada yanlış ve manipülatif bilgiler üzerinden
itibarsızlaştırma kampanyası düzenlenmiş, daha sonra da bu saldırılar fiili bir
şekle dönüşmüş ve Pazar günü küçük bir grubun saldırısı yaşanmıştır.
Sanatseverlerin
yakından bildiği gibi, dünyanın dört bir yanında eski yapıt ve saraylar, tarihi
mekânlar, sergilere ev sahipliği yapmakta, sanatın dönüştürücü, sorgulayan,
anlam katan gücünü kitlelerle buluşturmaya aracılık etmektedir. 28 Eylül’de
ziyarete açılan “Kapı Çalana Açılır” sergisi de bunun bir örneği olup, 19.
yüzyıl yapısı olan Abdülmecid Efendi Köşkü bu sergi dolayısıyla ilk kez
ziyarete açılmış ve geçmişin izlerini taşıyan tarihi bir mekân ziyaretçilerle
buluşmuştur. Sergi, kapılarını açtığı günden bu yana 15 bine yakın sanatseveri
ağırlamış ve gördüğü ilgi üzerine ziyaret süreleri uzatılmıştır.
Sosyal medyada sürdürülen
haksız kampanyanın fiili bir saldırıya dönüşmesi nedeniyle kamuoyunun sergi ve
mekânı hakkında bilgilendirilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
1) Serginin
yapıldığı Abdülmecid Efendi Köşkü inşa edildiğinden bu güne kadar ibadethane
veya kutsal ziyaret mekânı olarak hiç kullanılmamış olup, özel bir mülktür.
2) Kamuoyuna
“mihrap” diye lanse edilen bölüm aslında şöminedir ve yönü güneybatıdır. Tüm
kamuoyunun bileceği gibi mihrabın yönünün kıbleye dönük olması gerekir ve kıble
güneydoğu yönündedir.
Bu sergi nedeniyle
toplumun kutsal değerlerine saldırılıyormuş gibi bir algı yaratılmaya
çalışılmasının hiçbir dayanağı yoktur. Koç Topluluğu inanç özgürlüğüne ve tüm
inançların kutsallarına sonuna kadar saygılıdır.
Toplumsal
kalkınmanın en önemli unsurlarından biri düşünce özgürlüğü ve bunun en etkili
mecralarından olan kültür ve sanattır. Kendisine hitap edeni sanat olarak
görüp, etmeyeni hayal gücü ve aşırılıklar üzerinden tehdit ve baskı unsuru
olarak kullanmaya çalışmak, sığ bir yaklaşımdan öteye gidemez ve kabul
edilemez.
Kamuoyuna saygıyla
duyururuz.
Koç Holding
A.Ş."