Mesut
Karakış, İsimsiz (Untitled), 2018, Tuval
üzerine akrilik, 140x110 cm.
|
Galeri 77, Mesut Karakış’ın “Boşlukta Bir An (A Glimpse into The
Void)” isimli
ilk kişisel sergisine 10 Mart 2019 tarihine kadar ev sahipliği yapıyor. Sanatçı, resimlerinde dolaysız bir biçime
yönelerek formların, lekelerin ve renklerin birbiriyle olan ilişkisini sıra
dışı bir teknikle yorumluyor. Genel olarak eserlerinde çıkış noktası doğa
örüntüleri olsa da sanatçının asıl vurgulamak istediği tuval yüzeyinde
derinlik, boşluk-doluluk etkisi, transparan geçişler ile çok renklilik içeren
ve aynı zamanda göze hoş görünen estetik bir algı yaratma arzusu. Dikkat çekici
üslubuyla Türk çağdaş sanatına yeni bir soluk getirecek birbirinden seçkin soyut
eserlerden oluşan sergi, Galeri 77’nin
Karaköy’deki mekânında 10 Mart tarihine kadar ziyaret edilebilir.
Görsel
sanatlarda “tasvirin rolü” yaklaşık 150 yıldan uzun süredir tartışılan ve resim
dünyasını iki ayrı gruba bölmüş bir tartışmadır. Bir tarafta, çok sayıda
sanatçı resimde özgürlüğün ve saf özgünlüğün yalnızca formalist bir yaklaşımla
elde edilebileceğini vurguladılar. Ancak bu şekilde resmin psiko-görsel etkisi
tam olarak açığa çıkabilecek ve sanat dünyevi meseleleri tanımlamak için
hikayeler anlatma hususundaki tarihi rolünü geride bırakmak durumunda
kalacaktı. Diğer bir sanatçı grubu ise eserlerindeki anlatı ve figürasyon
gücünün önemine dikkat çektiler. Kişisel hikayelerin siyasi tarihle iç içe
geçtiği, sanatın sosyo-politik boyutuna inanmışlardı.
20.
yüzyılın sonlarına doğru ise, sanatın postmodern halinin figürasyon ve anlatının
aslında birbirine karşıt veya zıt kutuplar olması gerekmediğini ortaya
koymasıyla beraber soyutlama ve formalizm kavramları barıştılar. Hatta artık öyle
bir noktaya gelindi ki, günümüzün ziyadesiyle karmaşık gerçekliklerinin çok
katmanlı karakteristiğini layıkıyla karşılayabilmek için her iki yaklaşım da iç
içe geçebilmekte.
Mesut
Karakış, İsimsiz (Untitled), 2018, Tuval
üzerine akrilik, 120x100 cm.
|
Bu
bağlamda, Mesut Karakış’ın eserleri
doğa ve soyut sanat arasında köprü kurmayı başarabilmiş doğru bir örnek
oluşturuyor. Resme olan biçimci yaklaşımı gerçek dünyadan edindiği kaynaklarını
hiç saklamıyor ve tasvir ile soyutlama arasında gidip gelen oldukça çekici bir
estetik yaratıyor. Eserleri oldukça dinamik çizgi dizeyleri, seyrek şekiller, karmaşık
dokular ve cazip renk örgüleri sergiliyor. Sanatçı eserlerinde
genellikle sıcak renkler kullanıyor ve resimlerinin estetik gücünü arttırmak
için bu renklere siyah ve beyaz yardımıyla kontrastlar oluşturuyor. Sanatçının
resimlerinde kırmızı ve turuncu, tıpkı bir volkandan sızan lav akıntıları gibi
sık sık çoklu formlar ve fırıl fırıl çizgilerden oluşan kompleks bir ağ içinde
karşımıza çıkıyor. Renklerin güçlü özellikleri, kompozisyonun dinamik yapısıyla
iyi şekilde dengeleniyor. Birlikte derinlik ve güçlü bir devinim sahibi soyut
imgeler oluşturuyorlar.
Mesut
Karakış, yapıcılık ve yıkıcılık arasında gidip gelen sofistike ve özgün bir
resim tekniği geliştirmiş durumda. Eserlerini oluşturma aşamasında, bulanıklık
ve berraklıktan oluşan karakteristik estetiğini formüle etmek için sıklıkla
resimlerini bölüm bölüm yaratıyor ve siliyor. Yapım aşamasında; önceden planlanan
kompozisyon ve renk paletine göre farklı kalınlıklarda kat kat uyguladığı akrilik
boyaları sonradan yine planlı bir şekilde yüzeyin eritilip, zımparalanıp,
patine edilerek eksiltilmesiyle silerek altta yatan boya katmanlarını gözler
önüne seriyor. Bu yolla, renk değişimleri birbirleriyle karışıp birleşerek sıra
dışı bir psiko-görsel efekt yaratıyor. Uzaktan bakıldığında izlenen derinlik ve
dokusal değerler, dokunsal yakınlıkta tuvalin düz ve pürüzsüz yüzeyi ile
izleyicide illüzyon etkisi yaratmakla kalmıyor, izleyicinin zihniyle beraber
gözlerini de okşayan canlı bir alan oluşturuyor.
Boyama, silme ve açığa çıkarmadan oluşan bu alternatif resim metodunun
yalnızca görsel bir niteliği yok. Sahiden de resmin çokça katmanının teşhir edildiği
çeşitli evrelerini gözlemlemek de ayrı bir göz ziyafeti. Görsel tesiri oldukça
yüksek ve cazip. Aynı zamanda, yaratma ve yok etme süreci, gösterme ve
gizlemeyle birlikte eserlerinin büyüleyici bir kavramsal tarafını da
oluşturuyor.
Mesut
Karakış’ın resim metodu sadece şahane bir estetik açığa çıkarmakla kalmıyor,
aynı zamanda resmin varoluşsal yapısını da tartışmaya açıyor. Arkeologvari bir
kazı ve açığa çıkarma eylemiyle, resmin doğasını teşhir ediyor ve tam da bu
sebeple eserleri bu kadim sanat alanının hassas yenilenme sürecine olumlu bir
katkı sağlıyor.
Mesut Karakış 1976 yılında
Sakarya’da doğdu. 1999 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi,
Resim Bölümü, Hüsamettin Koçan Atölyesi’nden mezun oldu. Öğrencilik yıllarından
itibaren çeşitli karma sergilerde yer aldı. Sanatçı çalışmalarını halen
İstanbul’da sürdürmektedir.
GALERİ 77
Necatibey Caddesi No: 77 Ayvaz Han, Karaköy / İstanbul
+90 212 251 90 82