kuad gallery etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kuad gallery etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mayıs 2016 Perşembe

ESRA CARUS: “HİÇ KİMSENİN SUÇU; KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLIĞI”

Esra Carus, Romeo & Juliet, 2016, Kağıt kesme, kolaj //
 Cardboard cutting, collage, 75 x 192 x 4 cm.
Esra Carus’un, 11 Haziran 2016’ tarihine kadar Kuad Galeri’de devam eden kişisel sergisi kağıt, karton ve porselenden 3 boyutlu ve desen yapıtlarıyla Shakespeare’in 400. Yılı (23 Nisan 1616) kutlamalarına bir katkı sunuyor ve Shakespeare’in evrenselleşmiş anlatı altyapısını kullanarak, güncel siyasal, toplumsal, kültürel gelişmelere ilişkin metaforlar oluşturuyor.

Shakespeare‘in "Hamlet", "Macbeth", "Othello", "Romeo ve Juliet", "King Lear" oyunlarından karakterler seçerek, bu karakterlerin günümüzdeki anlamları üstüne odaklanan Carus, bu karakterlerin çoklu anlamları ve simgeledikleri kavramları kullanarak ikinci bir göndermeyle Hannah Arendt’in "Kötülüğün Sıradanlığı"na doğru bir yolculuğa çıkarıyor izleyiciyi. Sergide izlenen Kentauros, Satir, Medusa, deniz kızı gibi mitolojik karakterler ve keçi, yılan, karga, baykuş, yarasa, kedi gibi ikilemli hayvanlar insanın yaşadığı zaman ve mekan içinde doğa ve toplumsal sistemler arasındaki ilişkileri anlamak ve sorunları çözebilmek için kullandığı çoklu bir imgelem. Mitoloji Antik çağlardan başlayarak, sanatçıların başvurduğu bir büyük-anlatı kaynağı; Modernizmde ise örneğin Picasso’da, Post-modernizmde de "Yeni Ekspresyonist" akım içinde izlediğimiz türleriyle…


Esra Carus, Hamlet, 2016, Kağıt kesme, kolaj // Cardboard cutting, collage, 160 x 120 x 4 cm.
Mitolojinin 20.yy’daki yorumcusu Roland Barth’a göre Mitolojik anlatılar şifrelerdir ve insanın yaşadığı doğal ve fiziki koşullar konusunda gerçekmiş gibi özellikler ve değerler içerir; oysa bu içerikler insan zihninin ürünüdür ve her dönemin koşullarına göre değişir. Mitolojik öyküler kurgu olduğu için anlatanın görüşlerini, düşüncelerini, öngörülerini yansıtır. Tıpkı bu sergide Esra Carus’un ürettiği figürler ve bu figürler arasında kurguladığı ilişkilerin bize önerdiği yorumlar gibi.

Carus, sergisi dolayısıyla yaptığı açıklamada, içinde yaşadığımız küresel siyasal-ekonomik-kültürel krizlerin, savaşların, terörün ve insan kıyımının yarattığı kötülüğü işaret ediyor: “Kötülük kavramının üzerinde durmamın nedeni, hem duygusal hem fiziksel olarak, insan kaynaklı, küresel bir önlenemez felaket durumunun etkisi altında olduğumuz gerçeğidir” diyor.


Esra Carus, Hiç Kimsenin Suçu // Nobody's Fault, 2016, Kağıt kesme, kolaj //
Cardboard cutting, collage, 83 x 58 x 4 cm.
Sergide yer alan yapıtlar Esra Carus’un ustalıkla kullandığı iki malzemeden oluşuyor: Kağıt ve kağıt etkisi veren porselen. Kağıt sanatsal ifade için birincil bir malzemedir; sanatçılar düşünce ve kavramlarını önce kağıt üstünde oluşturur; Carus bu birincil işlevi daha da öteye taşıyarak kağıdın esnekliğini kullanarak ve kağıt veya karton kesme tekniğiyle üçboyutlu imgeler oluşturuyor. Porselende de kağıdın yarattığı o sade ama etkileyici sonuca incelikle ulaşıyor.

Kuad Gallery
Süleyman Seba Caddesi No: 52 Akaretler
34357 Beşiktaş Istanbul
+90 212 227 00 08
www.kuadgallery.com
info@kuadgallery.com
Facebook Etkinlik Sayfası:

5 Mart 2015 Perşembe

“DADA MUTFAK BIÇAĞIYLA KES…”

DADA’nın 100.Yılı için Bir Sergi
Kuad Gallery, 18 Mart - 2 Mayıs 2015

Esra Carus; Ahmet Vehbi Doğramacı; Fırat Engin; Özge Enginöz; Erol Eskici; Eda Gecikmez; Murat Gök; Şakir Gökçebağ; Hakan Gürsoytrak; Naci Güneş Güven; Yahya M. Madra; Meltem Sırtıkara; Esin Turan ve Eric Andersen ile Canan Beykal katılımlarıyla 18 Mart - 2 Mayıs 2015 tarihleri arasında “DADA MUTFAK BIÇAĞIYLA KES…” sergisi Kuad Gallery’de izlenebilir.

Sergi, günümüz sanatının söylem, biçim ve estetik açıdan altyapısını oluşturan Dada akımının ünlü kadın sanatçısı Hannah Höch’ün, dönemin Weimar yönetimini eleştiren “Dada Mutfak Bıçağıyla Son Weimar Bira - Göbekli Almanya Kültür Çağını Kes” başlıklı kolajına gönderme yapan bir başlıkla sunuluyor. Dada akımı o dönemin aydınları ve sanatçıları için disiplinlerarası etkileşim ve işbirliği ifade ediyordu, ama asıl 1915-1923 arasında savaş karşıtı bir akım olmasının altını çizmek gerekiyor. Özellikle de toplumun savaşı kutsallaştıran ya da kaçınılmaz kılan geleneksel savaş anlayışını yıkmaya yönelik söylemleri içermesi açısından, değişik içerik, biçim ve estetiklerle uygulanıyor olsa da günümüzde sürmekte olan savaş durumuna yanıt vermeye devam eden bir akım.

Dada, 1916’da savaşın ortasında ortaya çıktı ve ilk andan başlayarak Avrupa ruhunun kapsamlı bir manifestosu görünümündeydi. Savaş öncesinde, toplumsal ya da bireysel olarak insan varlığının anlam ve değerleri üstüne sorular açılmış bunlar kesin yanıt bulmamakla birlikte, Modernizmin eşiğindeki insana bazı doyumlar vermişti. Savaş, bu doyumları da silip götürdü ve yerine bir boşluk bıraktı. Dada, sanki bütün yerleşmiş ahlaki, estetik ve toplumsal değerleri baş aşağı ederek, arta kalan ütopyaları da silmeyi amaç edinmişti. Bunların içinde en önemlisi sanatı ulusal kültür ögesi olmaktan çıkarıp, sanayii toplumunun deneyselliğe dayalı büyük kent fenomenine dönüştürmektir. Dada, sanat ve yaşam arasındaki sınırın ilk ortadan kalkışıdır; sanatçılar işlerini toplumun ortasında gerçekleştiriyor ve günlük yaşamın izini sürüyorlardı. Bu özellik ile Dada ile günümüzdeki İlişkisel Estetik arasındaki bağlantı belirgindir.

Dada yapıtlarını dört ana grupta toplamak olasıdır; bu grupların bugün bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı olanaklarla sürdürüldüğünü izleyebiliriz. Kolâjlar, Asemblajlar, Malzemeli Resimler; Tipografik Montajlar, Fotomontajlar; Mekano-Dada, Meta-Makinalar, Mekanik Mankenler; Toplumsal alanda gösteriler.

Dada, her yöne açık bir sanatı savunduğu için yazın, müzik, resim, heykel, performans, dans, hitabet gibi alanlardaki üretimlerle karşılaşılır; kısacası bu akım, bugünkü anlamıyla disiplinlerarasıdır. Dada'da rastlantısallık önemli bir ögedir. Yazınsal, müziksel, resimsel üretimlerde bu rastlantısallık belirgindir. Dada belgeseliğe dayanır. Dergiler, afişler, broşürler, kataloglar, el ilanları, mektuplar, posta kartları, notlar ve taslaklar Dada'nın icat ettiği ve kullandığı yayılma yöntemleridir. Dada, tıpkı şimdi olduğu gibi, modern kentin enerji ve dinamizminin kendini sanat yoluyla dışa vurmasıdır: Merkezler Zürih, Berlin, Paris, New York, Hannover, Köln ve Amsterdam'dır. Bu özellikleri günümüz sanatında izliyoruz.

Dada, 1920'de Berlin'de yapılan Dada Fuarı ile doruk noktasına ulaştı ve tarihsel olarak 1923'de sona erdi; ne ki etkileri ve yarattığı sanat yapma türleri günümüz sanatının temelini oluşturuyor. Kuad Galeri 2013-2014 döneminde John Cage’in 100.Yılına ve Dada sanatçısı Duchamp’ın Hazır Nesne söyleminin 100.yılına gönderme yapan “Mutsuz Hazır Nesne” sergilerini düzenlemişti. Bu sergiyle Kuad Galeri 20.yy sanat akımlarına gönderme yapan sunumlarını sürdürüyor.

Kuad Galeri
Süleyman Seba Cad. No:52 Akaretler 34357 Beşiktaş İstanbul
T: +90 212 227 0008
F: +90 212 227 0009
www.kuadgallery.com

info@kuadgallery.com