İnci
Eviner, “Yeraltında Beuys”, iki kanallı video, 2.40 dakika, 2017, video
görüntüsü,
Sharjah Art Foundation davetiye üretilmiştir.
|
Galeri
Nev, 20 Eylül - 28 Ekim 2017 tarihleri aasında İstanbul Karaköy’deki yeni
adresinde sezonu İnci Eviner’in kişisel sergisi Ufkun Altında ile açıyor.
Sergide, Eviner’in uluslararası seyirciyle buluştuktan sonra, İstanbul’da ilk
kez sergilenecek iki video çalışması yer alıyor.
İnci
Eviner 2016’da İstanbul Modern’de gerçekleştirdiği retrospektif sergisinde
desen, video ve performatif pratiklere kadar uzanan çok katmanlı çalışmalarına
mekanı dahil ederek yapıtlarına yeni bir boyut kazandırmıştı. Galeri Nev
İstanbul’da açılacak Ufkun Altında isimli kişisel sergisi de bu anlayışın
uzantısı olarak, Eviner’in desenle başlayan yaratım sürecini farklı aşamalarda
gözler önüne seriyor. Sanatçı sergisini tasarlarken birbiri içinden çıkan ve
birbirini sürekli etkileyerek dönüştüren bir dizi sanatsal pratiği mekana
yansıtmayı amaçlıyor. İzleyiciyi görsel olduğu kadar bedensel olarak da sergiyi
algılamaya davet ediyor.
Sanatçının
galeri mekanına eklemeler yaparak yarattığı ve ara alan olarak adlandırdığı
mimari düzenleme, videolarındaki hayali mekan ve çizim deneyimi gibi yaratım
sürecinin farklı aşamaları arasında kurulan yeni ilişkilerin ortaya çıkmasını
sağlıyor. Aynı zamanda ara alan izleyiciye videolarda kurgulanan ufuk
çizgisinin dışında öznel bir distopik alan yaratıyor. Bu yarı yalıtılmış mekan
yer altında bir sığınak olarak mekanın kendisini de bir metafora dönüştürüyor.
Aynı kaynaklardan ilham alan bu iki farklı videonun mekan içinde konumlanma
biçimi çeşitli açılardan birlikte, bazen de tek başlarına, algılanması ya da
yalnızca seslerde buluşması izleyiciyi yaratıcı bir sergi deneyimine
sürüklüyor.
Videolardan
ilki Eviner’in 2016 Aichi Trienali daveti ile ürettiği Olağan Şartlar adlı üç
kanallı video yerleştirmesi, izleyiciyi hayatın olağan akışının güvenli
sularında dolaştırırken birden sonu gelmeyen korku dolu bir sürekliliğe
kilitliyor. Sanatçı güven duygusunun neredeyse her gün biraz daha bizlerden
uzaklaştığını hissettirerek olup biten felaketlerin irademizin dışında, kendi
başına bir varlık gibi sürüp gittiğini ve daha da kötüsü buna alışma tehlikesini
ifade ediyor. Olağan Şartlar sanki insan zihnini paralize ederek şiddetin nasıl
olağan hale geldiğini rüya ile gerçek, yeryüzü ile yeraltı arasına sıkışmış bir
aralıktan ortaya çıktığını gözler önüne seriyor. Patlayan bombanın ardından
süpürülen cam kırıklarıyla, parkta piknik yapanlar aynı zaman diliminin
failleri olarak yer alıyorlar.
Sergide
yer alan diğer video eser ise bu sene sanatçıya 13. Sharjah Bienali Ödülünü
kazandıran videosu Yeraltında Beuys. Eviner’in 2011 yılında yaptığı aynı adlı
desenden esinlenerek yarattığı video bir distopyadır. Bilinmeyen bir zaman ve
mekan duygusunu günümüzdeki toplumsal ve bireysel yaşamın politik gerilim
ortamına taşıyarak yeniden kurgulayan sanatçı, hayali bir toplumda, insanların
baskı ve zulümle ötekinin yok edilmesi sonucu hafızalarının silinmesinden ve
bunun sonucunda yaşadıkları felaketle başa çıkma biçimlerinden söz ediyor.
Videoda izlediğimiz bireyler çareyi kendilerine yeni bir dünya yaratmak için
ölesiye çalışmakta bulup, sanattan yola çıkarak yerin altında tüm nosyon,
kavram ve dilleri yeniden icat etme çabasına girişiyorlar. Metafor ve
simgelerin üzerinde çalışarak onları yeniden şekillendiriyorlar. Amaçları bir
toplum yaratabilmek için gereken şartları oluşturmak. Bu yüzden dil ve nesne
arasındaki kopukluğu onarmaya çalışıyorlar. Anlam dizgelerini yeniden
kurgularken pek çok tuzağa düşüyorlar ve bu yüzden sanat tarihinde en fazla
güvendikleri Beuys’un iyileştirici gücünden medet umuyorlar. Beuys ufuk
çizgisinin altında hapsolan toplulukla ilişki kurmaya çalışıyor.
Eviner,
çizimler ve video çekimlerinden oluşan çok katmanlı video yapıtında hayal
gücünün sınırlarını sanatın ikonlarıyla sınar. Bu yeraltı insanlarının çabası,
imge ile temsil arasındaki gerilimi ve yine imge ile dil arasındaki sıkışmayı
aşmak içindir. Sanatçı bunu yaparken hayatla sanat tarihini karşı karşıya
getirdiği çatışma ortamını çizerek oluşturur. Zihnimiz, baskıyla sindirildiği
ve yeraltına itildiği yerden kendini onarmak ve bu dünyaya, yaşadıklarımıza bir
anlam vermek için yeni bir direniş taktiği geliştirmek zorunda kalır.
Bu
yeraltı insanlarının acil olarak tanımlaması gereken durumlar arasında; Adalet,
kahkaha, bulut, başörtüsü, aile, kadın, davul, asker, hemşire, ölüm, büst,
ayrılık, kıskançlık, duymak, camii, Atatürk Kültür Merkezi, tıkırtı, Pers
vazosu, aşk, selvi ağacı...vesaire öne çıkar.
İnci
Eviner’in desenden videoya, performanstan kolektif çalışmalara uzanan geniş
yapıt yelpazesi temel olarak desene dayanır ve çok katmanlı parçalardan oluşur.
Arzu politikalarını, uzamı, öznelliği ve öznellik olanaklarını irdeleyen Eviner
bir sanatçı olarak, bize eşlik eden travmaların yeni tür bir dinleme ve
tanıklık gerektirdiğinin farkındadır. Sanatçı, iktidarın kadın bedeni
üzerindeki mevcut uygulamalarının izini sürer ve sürekli sahneye konulmakta
olan sabit kimliğin ötesini araştırır.
Yapıtları
dünyanın dört bir yanındaki kişisel sergiler ve grup sergilerinde yer almış
olan Eviner İstanbul, Venedik, Tayvan, Selanik, Şangay, Busan, Aichi ve Şarca
gibi pek çok bienale davet edildi. Sanatçının yapıtları The Drawing Center,
Philadelphia Museum of Art, Thyssen-Bornemisza Art Contemporary, Massachusetts
Museum of Contemporary Art, Musée Modern de la Ville, Paris, Palais des
Beaux-Arts, Lille gibi müzelerde sergilendi. 2016 yılında İstanbul Modern’de
ilk retrospektif sergisi düzenlenen Eviner, 2017 yılında 13. Sharjah Biennial
Art Prize ödülüne layık görüldü.
Galeri Nev İstabul
www.galerinevistanbul.com/
Adres:
Mumhane Caddesi No: 52 Kat 1-2, Karaköy - İstanbul
T:
+90 (212) 252 15 25