zaha hadid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
zaha hadid etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Şubat 2023 Pazar

Zaha Hadid’den muhteşem bir kültür merkezi: MAXXI ROMA Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi

Maxxi Roma’nın dış görünümü, (© Zaha Hadid Mimarlık, Maxxi Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi).


İtalyan Kültürel Miras ve Etkinlik Bakanlığı tarafından kurulan ve İtalya’nın ilk kamusal, ulusal çağdaş yaratıcılığına adanmış, 150 milyon euro bütçeli, Maxxi Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid’in imzasını taşıyor.

YAZI: ÜMMÜHAN KAZANÇ


Zaha Hadid, 2004 yılında dünyanın en saygın mimari ödüllerinden Pritzker Prize’a layık görülen
ilk kadın mimar oldu, (Fotoğraf: © Steve Double).

1999 yılında açılan mimari proje için açılan uluslararası yarışmayı kazanan Zaha Hadid’in imzasını taşıyan Maxxi Roma müzesinin yapımı 2003 yılından buyana devam ediyordu. Bu modern ötesi yapının inşası nihayet bitti ve geçtiğimiz günlerde açılışı gerçekleşti. Sahsa Waltz’ın muhteşem kareografik enstalasyonları ile açılan müze şimdiden büyük ilgi görüyor.

Müzenin açılışına özel, Sonbahar 2010’da beş önemli sergi açılıyor. Pippo Ciorra, Alessandro D’Onofrio, Bartolomeo Pietromarchi, Gabi Scardi’den oluşan grubun ve Maxxi küratörlerinin organize ettiği “Spazio!” sergisi ile Maxxi Sanat ve Maxxi Mimari koleksiyonlarına eşsiz bir bakış sunuluyor. Achille Bonito Oliva’nın düzenlediği “Gino De Dominicis (1947-1998)” sergisi, sanatçıya adanan ilk antolojik sergi olma özelliğini taşıyor. Kutluğ Ataman’ın, “Mezopotamya Dramları” sergisini Cristiana Perrella organize ediyor. Bruno Reiclin ve Maristella Casciato, “Luigi Moretti” sergisini düzenliyor. “Geografie Italiane” isimli multimedya enstalasyon düzenlemesi ise Studio Azzurro imzası taşıyor.


 Maxxi, Roma şehri ile bütünleşmiş, (© Zaha Hadid Mimarlık, Maxxi Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi).


Maxxi Sanat ve Maxxi Mimari

Kültür kampüsü olarak anılan müze, iki önemli enstitüye ev sahipliği yapıyor. Maxxi Sanat (Anna Mattirolo yönetiyor) ve Maxxi Mimari (Margherita Guccione yönetiyor) sabit koleksiyonlar, koruma, çalışma ve en son sanat akımlarının yaygınlaştırılması programıyla sanatın ve mimarinin desteklenmesine odaklanıyor. Maxxi Sanat koleksiyonunda Boetti, Clemente, Kapoor, Kentridge, Merz, Penone, Pintaldi, Richter, Warhol gibi önemli sanatçılara ait 300 eser bulunuyor. Maxxi Mimari’de ise Carlo Scarpa, Aldo Rossi, Pierluigi Nevri ve diğer mimarların kişisel arşivlerinin yanı sıra Toyo Ito, Italo Rota ve Giancarlo De Carlo gibi çağdaş mimarların projeleri ve “Atlante Italiano” ve “Cantiere d’autore”nin fotoğraf koleksiyonları bulunuyor.


Maxxi Roma’da köprüler, merdivenler, binayı ve galerileri birleştiriyor,
(© Zaha Hadid Mimarlık, Maxxi Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi, Fotoğraf: Iwan Baan).


Sanat ve kültür kampüsü olarak tasarlanan, çok amaçlı, birden çok bilim dalına seslenen Maxxi, aynı zamanda tüm Roma şehrine açılan yeni bir kentsel alan. 29.000 metrekarelik alanda iki müzenin yanı sıra, konser salonu, kütüphane ve medya kütüphanesi, kitap satış bölümü, kafeterya, süreli sergi alanları, çeşitli ticari ve canlı etkinlikler için açık alanlar, çalışma bölümleri bulunuyor.

Zaha Hadid Mimarlık’ın projesi, şehrin kendi dokusu ile birleştirildiğinde, “kentsel kampus” fikrini sunan bir mimari çözüm ortaya çıkmış. Gerçekten, Maxxi, bir kapalı bina görüntüsü ortaya koyuyor ancak geniş hacimsel uzantılar, iç mekânları binanın dışındaki dış boşluklara, bunları da tüm komşu alanlara taşıyor. Dışta yer alan yürüyüş yolu, binanın mimari yapısını takip ederken, tüm çıkma hacimlerin altından da kayıyor ve yaklaşık bir asır önce müzenin yanında inşa edilmiş askeri yapılarla, kentsel bütünlüğünü korumaya devam ediyor.

Cam (çatı), çelik (merdiven ve kolonlar), beton (duvarlar)’un birleşimi sergi alanlarına doğal bir görünüm kazandırırken, hareketli paneller ile bu alanların esnekliği sağlanıyor. Akıcı ve kavisli mimari biçimler, farklı kademelerin değişik uygulamalarla birbirinin içine geçmesi, ışığın farklı kullanımına olanak sağlarken, oldukça karışık mekânsal ve işlevsel bir tecrübenin, sizi her an şaşırtan detayların izlenmesine de imkân veriyor.

 

Anish Kapoor, “Dul”, 2004, enstalasyon, 4610x14630x4610 cm., (© Fondazione Maxxi - Museo nazionale delle arti del 21. secolo-Roma, Ministero per i Beni e le Attività Culturali, Galleria Massimo Minini Brescia’nın izniyle, Fotoğraf: Attilio Maranzano).


Zaha Hadid Maxxi Roma’yı anlatıyor:

“Roma’daki müze ile ilgili en ilginç nokta, burası artık bir nesne değil, daha çok bir saha, bunun anlamı da birçok program müzeye dâhil edilebilir. O artık bir müze değil, bir merkez. Biz burada, iç ve dış mekânların yoğun yapısını dokuyoruz. Bina, kalıcı, geçici, ticari galerilerin şaşırtıcı bir karışımı, geniş kentsel bir alanı çizgisel gösteri yüzeyleri ile suluyoruz. Bu bir kütüphane de olabilirdi; yan yana durmayan birçok bina var, fakat bu yapılar birbirinin içine geçiyor, birbirine ekleniyor. Bunun anlamı, organizasyonsal diyagram sayesinde, farklı programları diğer galeri alanları içine karıştırabilirsiniz. Mimari ve sanat arasında bağlantı kurabilirsiniz; köprüler onları birleştirebilir ve bir sergi haline dönüştürebilir. Bu sayede tüm alana yayılan sergileme gibi ilginç olanaklar yaratabilirsiniz. Maxxi Roma’da tüm alana yayılmış sergiler düzenleme imkânınız var, fakat bunlar aynı zamanda sıkıştırılmış olabilir, böylece çeşitlilik yaratabilirsiniz.”

Projenin arkasındaki ana fikir görsel sanatların sunulması için tarafsız bir yapı yaratmak. Alan sergileme mekânları ile yarılmış; duvarlar onun boşluklarından geçiyor, onların kesişmesi dış ve iç mekânı belirliyor. Bu sistem binanın üç katında da kendini gösteriyor. En gelişmiş, en zengin olan ikinci katta köprüler, binayı ve galerileri birleştiriyor. Ziyaretçiler izole bir binanın kompakt hacmi ile karşılaşmak yerine, yoğunluğun, devam eden boşlukların içine dalmaya davet ediliyor. Bu iç mimari yapısı sayesinde tüm bina boyunca ziyaretçiler farklı manzaralar, açılımlar görebiliyor.

Müze iletişim bilgileri: via Guido Reni 4a, Rome www.maxxi.beniculturali.it


Akıcı ve kavisli mimari biçimler, Maxxi Roma’nın her köşesinde hissediliyor,
(© Zaha Hadid Mimarlık, Maxxi Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi, Fotoğraf: Iwan Baan).

Rakamlarla Maxxi Rome

Proje bütçesi: 150 milyon euro

Öngörülen ziyaretçi sayısı: yılda 200 bin-400 bin kişi

Toplam alan: 29.000 metrekare

Dış alan: 19.640 metrekare

İç alan: 21.200 metrekare

Sergileme alanı: 10.000 metrekare

Maxxi Sanat: 4.077 metrekare

Maxxi Mimari: 1.935 metrekare

Toplam hacim: 113.000 metrekare

Maksimum yükseklik: 22.90 metre

Yapısal çelik: 6.000.000 kilogram

Çelik çatı kirişleri: 700.000 kilogram

Cam çatı: 2.600 metrekare

Çalışan işçi sayısı: 1.500 günde her gün 100 kişi

Toplam çalışma saati: 1.250.000


Sahsa Waltz’ın muhteşem kareografik enstalasyonları ile açılan Maxxi Roma, şimdiden büyük ilgi görüyor,
(© Zaha Hadid Mimarlık, Maxxi Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi, Fotoğraf: Iwan Baan).


Zaha Hadid Mimarlık İmzalı Diğer Projeler

1950 Bağdat doğumlu, Irak asıllı İngiliz vatandaşı olan Zaha Hadid, Londra’da ünlü Architectural Association’da eğitim gördükten sonra, bir süre Office of Metropolitan Architecture adı altında Rem Koolhaas ile ortak çalıştı. Harvard ve Yale’de çeşitli programlara katılan Hadid, 2004 yılında dünyanın en saygın mimari ödüllerinden Pritzker Prize’a layık görülen ilk kadın mimar oldu.

Zaha Hadid, bilinen ve alışılagelmiş mimari, kentsel planlama ve tasarımın sınırlarını zorlaması ve dünya eğitimine yaptığı katkılarla uluslararası alanda tanınıyor. Zaha Hadid için mimari ve çevre büyük önem taşıyor, ikisi birleştiğinde umulmadık sonuçlar ve dinamik biçimler ortaya çıkıyor. Almanya Wolfsburg’daki Phaeno Bilim Merkezi’nde, Zaha Hadid’in alanların karmaşık biçiminde dinamizm ve akıcılık ile karakterize edilmiş olanı arama için verilen uğraşlar açıkça görülmektedir. Amerika Cincinnati’deki Rosenthal Çağdaş Sanatlar Merkezi; Almanya, Leipzig’deki BMW Merkez Binası, gelecek fikrini, keşfedilmemiş mekânsal kavramlar ve hayali biçimlerle dönüştürmesi ile tanınıyor.

Zaha Hadid’in şu anda üzerinde çalıştığı çok önemli projeler bulunuyor: 2012 Londra Olimpiyatları Su Sporları Merkezi; Dubai Signature Kuleleri, Abu Dhabi’de Performans Sanatları Merkezi; Çin, Guangzhou’da Opera Tiaytrosu; Amerika ve Rusya’da çeşitli şahsi gayrimenkuller; İstanbul, İspanya ve Orta Doğu’da nazım planları.

Kültürel binalar:

Rosenthal Çağdaş Sanat Merkezi, Amerika, Cinninnati

Phaeno Bilim Merkezi, Almanya, Wolfsburg

LFone/Landesgatenschau, Weil Am, Rhein, Almanya

Çağdaş Sanatlar Merkezi, Roma, İtalya

Ordrupgaard Müze Genişletme Çalışması, Kopenhag, Danimarka

Maggie Centre, Victoria Hastanesi, Fife, İskoçya

Guggenheim Müzesi, Tainhung, Tayvan

Departement de l’Herault Culture Sport Building, Montpellier, Fransa

Price Tower Sanat Merkezi, Amerika

Plaza des les Arts Cinema Complex, Barselona, İspanya

Marseille Müzesi, Marseille, Fransa

Mind Zone, Millennium Dome, Londra, İngiltere

Desire Opera, Graz, Avusturya

Glasgow Transport Müzesi, İngiltere

Groninger Forum

Çağdaş Sanat Müzesi, Cagliari, İtalya

Neues Stadt-Casino, Basel, İsviçre

Kral II. Abdullah Kültür ve Sanat Evi

Zaha Hadid Mimarlık imzasını taşıyan bir başka yapı olan Kral II. Abdullah Kültür ve Sanat Evi’nde Petra anıtından ilham alınmış. Performans sanatları merkezi olarak hizmet verecek binada, Büyük Konser Tiyatrosu, Küçük Tiyatro bulunuyor. Binanın dış yapılanması ise bir amfi tiyatroyu hatırlatıyor.

 

Kral II. Abdullah Kültür ve Sanat Evi.

Kral II. Abdullah Kültür ve Sanat Evi, Lobi.

26 Ağustos 2015 Çarşamba

NEW NATIONAL STADIUM, TOKYO by ZAHA HADID ARCHITECTS

ZHA New National Stadium.

The unique design for the New National Stadium which has been developed over two years to be the most compact and efficient stadium for this very special location in Tokyo. Zaha Hadid Architects welcomes a new contractor bidding process for the New National Stadium to reduce costs and ensure value for money in terms of quality, durability and long-term sustainability.
Designed by Zaha Hadid Architects and Japanese partners, the New National Stadium contains all the knowledge and expertise gained from the team’s direct experience of other Olympic, World Cup and World Championship stadia. The substantial investment in time, effort and resources already made by the Government and people of Japan into the existing team over the past two years ensures the New National Stadium can be completed in time to welcome the world to Japan in 2019 ahead of the Tokyo 2020 Olympic and Paralympic Games, and become a new home for sport for many future generations of Japan’s athletes, sportsmen and women.


ZHA New National Stadium.
Images: Copyright © Zaha Hadid Architects.

Video Presentation



ZHA New National Stadium.

ZHA New National Stadium.

7 Temmuz 2015 Salı

ZAHA HADID AT THE STATE HERMITAGE MUSEUM ST. PETERSBURG, RUSSIA

Zaha Hadid portrait by Alberto Heras.
Exhibition dates: 27th June – 27th September, 2012
Exhibition location: Nikolaevsky Hall, the Winter Palace

The first retrospective exhibition of her work in Russia, Zaha Hadid at The State Hermitage Museum provides unprecedented insight into the work of Zaha Hadid in a mid-career retrospective highlighting her exploration of the Russian Avant-garde at the beginning of her career, and the continuing influence of its core principles on her work today.

The exhibition, in the historic Nicolaevsky Hall of the Winter Palace, showcases many of the seminal paintings, drawings, models and design objects of Hadid’s forty-year repertoire; conveying the ingenuity and dynamism of her architectural projects in variety of media including film, photography and installations.

In 2004, Hadid was awarded the Pritzker Architecture Prize in the theatre of the State Hermitage Museum. Accepting the prize, Hadid stated, “The spirit of adventure to embrace the new and the incredible belief in the power of invention attracted me to the Russian Avant-garde. I realized how Modern architecture built upon the break-through achieved by abstract art as the conquest of a previously unimaginable realm of creative freedom. The idea that space itself might be warped and distorted to gain in dynamism and complexity without losing its coherence and continuity.”


Zaha Hadid, 2007, Nordpark Cable Railway, Photo: Werner Huthmacher.
With its far-reaching experimentation, Hadid directly engaged with the work of the Russian Avant-garde early in her career, developing an artistic inventiveness that transcends the context of the Russian social experiment and continues a narrative of a new spatial perception.
The exhibition outlines the pioneering research that permeates the architect’s career. The Peak Club in Hong Kong (unrealized, 1982-83) represents an early manifestation of her exploration of Kazimir Malevich’s compositional techniques of fragmentation and layering. Further projects include the Rosenthal Centre for Contemporary Art in Cincinnati (completed, 2003), Phaeno Science Centre in Wolfsburg (completed, 2005), BMW Central Building in Leipzig (completed, 2005), MAXXI: Museum of XXI Century Art in Rome (completed, 2010), London Aquatics Centre (completed, 2011) and Heydar Aliyev Center in Baku (completed, 2012) continue Hadid’s ongoing research towards a new architecture that addresses the increased complexities and dynamism of our future.


Zaha Hadid, 2013, Heydar Aliyev Centre Baku, Photo: Hufton+Crow.

Built on the site of an old Soviet tank factory, the centre in Baku dissolves the conventional differentiation between architecture and city, offering welcoming porosity in place of segregated fortification.
“Hadid championed the unconsummated work of the Suprematists. She reengaged the debate and set out to build their revolution,” explains critic Joseph Giovannini. “The Baku center represents a new era in architecture. If a culture can be extrapolated from the architectural posture represented by the Heydar Aliyev Center, it would be freer and more spirited, and applied with a light touch as well as principled discipline. The center, an embodiment of an enlightened philosophical framework, is poetic, compelling, and charismatic. Its open forms promise to help open Azeri culture by an act of attraction rather than imposition. Hadid has designed and crafted an object lesson and a parable. Azerbaijan commissioned a building, and Hadid met the program. But she also read between the lines and exceeded the brief by delivering a futuristic vision and aspirational ideal.”


Zaha Hadid, 2013, Heydar Aliyev Centre Baku, Photo: Helene Binet.

As the exhibition explores the architect’s forty-year career, we see that, far beyond simply continuing the unfinished project of Modernism and the unfettered spirit of the Avant-garde, Hadid has transcended these ideas, creating an entirely new spatial paradigm; an architecture of the future.
Zaha Hadid at The State Hermitage Museum is organized in cooperation with Zaha Hadid Architects as part of Hermitage 20/21 launched in 2007 to collect, exhibit and study the art of the 20th and 21st centuries.
The exhibition is curated by Ksenia Malich, Curator of Contemporary Art Department, The State Hermitage Museum, and Patrik Schumacher, Zaha Hadid Architects. A fully illustrated catalogue will accompany the exhibition (Fontanka Publishing House, London, 2015), containing an extensive interview with Ms. Hadid, as well as an essay by Patrik Schumacher.


Zaha Hadid, 2014, DDP Seoul, Photo: Virgile Simon Bertrand.

ZAHA HADID BIOGRAPHY
Zaha Hadid, founder of Zaha Hadid Architects, was awarded the Pritzker Architecture Prize (considered the Nobel Prize of architecture) in 2004 and is internationally known for her built, theoretical and academic work. Each of her projects builds on over thirty years of exploration and research in the interrelated fields of urbanism, architecture and design.
Born in Baghdad, Iraq in 1950, Hadid studied mathematics at the American University of Beirut before moving to London in 1972 to attend the Architectural Association (AA) School where she was awarded the Diploma Prize in 1977. Hadid founded Zaha Hadid Architects in 1979 and completed her first building, the Vitra Fire Station, Germany in 1993.


Zaha Hadid, 2014, Innovation Tower at Hong Kong Polytechnic University, Photo: Virgile Simon Bertrand.
Hadid taught at the AA School until 1987 and has since held numerous chairs and guest professorships at universities around the world including Columbia, Harvard and Yale. She is currently a professor at the University of Applied Arts in Vienna.
Working with senior office partner, Patrik Schumacher, Hadid’s interest lies in the rigorous interface between architecture, urbanism, landscape and geology as her practice integrates natural topography and human-made systems, leading to innovation with new technologies.
The MAXXI: Italian National Museum of 21st Century Arts in Rome, the London Aquatics Centre for the 2012 Olympic Games, and the Heydar Aliyev Centre in Baku are built manifestos of Hadid’s quest for complex, fluid space. Previous seminal buildings such as the Rosenthal Center for Contemporary Art in Cincinnati and the Guangzhou Opera House in China have also been hailed as architecture that transforms our ideas of the future with new spatial concepts and dynamic, visionary forms.

Zaha Hadid, 2010, MAXXI Museum Rome,
Photo: Iwan Baan.
Zaha Hadid Architects continues to be a global leader in pioneering research and design investigation. Collaborations with corporations that lead their industries have furthered the practice’s diversity and knowledge, whilst the application of advanced design, construction and material technologies aids the creation innovative projects where concepts of seamless spatial flow are made real.

The practice recently completed the Investcorp Building for Oxford University’s Middle East Centre at St Antony’s College and is currently working on a diversity of projects worldwide including the New National Stadium for the Tokyo 2020 Olympic Games, the Sleuk Rith Institute in Phnom Penh, Cambodia and 520 West 28th Street in New York. Zaha Hadid Architects’ portfolio also includes cultural, corporate, academic, sporting and infrastructure projects across Asia, the Middle East, Europe and the Americas, in addition to national institutions such as the Central Bank of Iraq and the Grand Theatre de Rabat.
Zaha Hadid’s work of the past 30 years was the subject of critically-acclaimed exhibitions at New York’s Solomon R. Guggenheim Museum in 2006, London’s Design Museum in 2007, the Palazzo della Ragione, Padua, Italy in 2009, the Philadelphia Museum of Art in 2011 and the DAC Copenhagen in 2013. Her recently completed projects include the Innovation Tower at Hong Kong Polytechnic University (2014), Dongdaemun Design Plaza in Seoul (2014), Heydar Aliyev Centre in Baku (2013), Serpentine Sackler Gallery in London (2013), Library & Learning Centre in Vienna (2013), Eli & Edythe Broad Art Museum in Michigan (2012), Galaxy SOHO in Beijing (2012), Pierresvives Library and Archive in Montpellier (2012), CMA CGM Head Office Tower in Marseille (2011), London Aquatics Centre (2011), Riverside Museum in Glasgow (2011), Guangzhou Opera House (2010), Sheikh Zayed Bridge in Abu Dhabi (2010) and MAXXI Museum in Rome (2010).


Zaha Hadid, 2013, Zephyr Sofa, Photo: Jacopo Spilimbergo.

Hadid’s outstanding contribution to the architectural profession continues to be acknowledged by the world’s most respected institutions including the Forbes List of the ‘World’s Most Powerful Women’ and the Japan Art Association presenting her with the ‘Praemium Imperiale’. In 2010 and 2011, her designs were awarded the Stirling Prize, one of architecture’s highest accolades, by the Royal Institute of British Architects. Other awards include UNESCO naming Hadid as an ‘Artist for Peace’, the Republic of France honouring Hadid with the ‘Commandeur de l’Ordre des Arts et des Lettres’, TIME magazine included her in their list of the ‘100 Most Influential People in the World’ and in 2012, Zaha Hadid was made a Dame Commander of the Order of the British Empire by Queen Elizabeth II.

Zaha Hadid, 2014, Crystal Architecture Vase for Lalique.

ZAHA HADID AWARDS
59 Eaton Place, London -Gold Medal Architectural Design, British Architecture, 1982
Honourable Member of the Bund Deutscher Architekten, 1998
Honourable Member of the American Academy of Arts and Letters, 2000
Honorary Fellowship of the American Institute of Architects, 2000
Mind Zone, Millennium Dome, London - RIBA Awards 2000
Car Park and Terminus Hoenheim North, Strasbourg - Equerre d'Argent special mention, 2001
Car Park and Terminus Hoenheim North, Strasbourg - AIA UK Chapter Award, 2002
One-north Master Plan, Singapore - AIA UK Chapter Honourable Mention, 2002
Car Park and Terminus Hoenheim North, Strasbourg - Red Dot Award, 2002
Bergisel Ski-Jump, Innsbruck - Austrian State Architecture Prize, 2002
Bergisel Ski-Jump, Innsbruck -Tyrolean Architecture Award, 2002
Commander of the British Empire, CBE, 2002
Car Park and Terminus Hoenheim North, Strasbourg -Mies van der Rohe Award, 2003
Architect of the year 2004 - Blueprint Award
Rosenthal Centre for Contemporary Art, Cincinnati - RIBA Worldwide Award, 2004
Zaha Hadid, Laureate of the Pritzker Architecture Prize, 2004
London Architect of the year, London Architectural Biennale, 2004
Honorary Fellow of Columbia University, New York City, 2005 Member of the Royal Academy of Arts, London, 2005
RIBA Medal, European Commercial Building of the Year (BMW Central Building) 2005
Deutsche Architektur Prize, Building of the Year (BMW Central Building) 2005
Finalist for the RIBA Stirling Prize (BMW Central Building) 2005
Gold Medal for Design, International Olympic Committee (Bergisel Ski Jump) 2005
Austrian Decoration of Science and Art, Commissions of Science and Art, Austria, 2005
Designer of the Year, Design 05 Art Basel Miami, 2005
AIA UK Chapter Award (Phaeno Science Center) 2006
Honorary Doctorate, Yale University, USA, 2006
RIBA Medal, European Cultural Building of the Year (Phaeno Science Center) 2006
Honorary Doctorate, American University of Beirut, 2006
Finalist for the RIBA Stirling Prize (Phaeno Science Center) 2006
RIBA Jencks Award, 2006
Academician, The International Academy of Architecture, 2006
Leading European Architects Forum (LEAF) Award (Phaeno Science Center) 2006
AIA UK Chapter Award for Excellence (Maggie’s Centre Fife) 2007
Finalist for the Mies van der Rohe Award for European Architecture (Phaeno Science Center) 2007
Thomas Jefferson Foundation Medal in Architecture, USA, 2007
Scottish Design Awards, Best Public Building Award (Maggie’s Centre, Fife) 2007
London Design Medal, Outstanding Contribution for Design, 2007
Travel & Leisure Award, USA (Nordpark Cable Railway), 2007
Maison & Objet Designer of the Year, 2008
Dedalo Minosse International Prize for Commissioning a Building (BMW Central Building) 2008
Honorary Degree from The Pratt Institute, New York City, 2008
Spirit of Achievement Award, New York City, 2008
Cityscape Architectural Award, Dubai (Signature Towers), 2008
Chicago Athenaeum Award, Chicago (Maggie’s Centre, Fife) 2008
RIBA European Award, UK (Nordpark Cable Railway) 2008
Architektur und Tirol, Austria (Nordpark Cable Railway) 2008
World Architecture Festival Transport Category, Barcelona, (Nordpark Cable Railway) 2008
RIBA Stirling Prize Nomination (Nordpark Cable Railway) 2008
Conde’ Nast Innovation&Design Award, London (Zaragoza Bridge Pavilion) 2009
Architectural Digest Spain Editor’s Award, Madrid, 2009
Praemium Imperiale, The Japanese Art Association, Tokyo, 2009
DDI Awards “Neil Barrett Flagship Store, Tokyo” 2009
The Sunday Times Fast-track 100, 2009
The Times ’50 People of the Decade’, 2009
Time Magazine’s “The World’s100 Most Influential People” 2010
UNESCO Artist for Peace, Paris, 2010
RIBA Stirling Prize (MAXXI, National Museum of XXI Century Arts) 2010
Structural Steel Design Awards, Glasgow Riverside Museum of Transport, 2010
Structural Steel Design Awards, London Aquatics Centre, 2010
Best Small Project Award, SEAOI, Burnham Pavilion, 2010
The Sunday Times ‘100 Top International Companies’ 2010
Innovation & Design Awards, Conde Nast, MAXXI Museum, 2010
The New Statesman ’50 People Who Matter 2010’, Zaha Hadid, 2010
Woman of the Year Outstanding Achivement Award, 2010
Commandeur de l’Ordre des Arts et des Lettres, 2010
WAF World Building of the Year (MAXXI, National Museum of XXI Century Arts) 2010
Visionary of the Year, Harper’s Bazaar, 2010
Conde’ Nast Innovation & Design Award, London (MAXXI, National Museum of XXI Century Arts) 2010
American Institute of Architects UK Chapter Award, (Guangzhou Opera House) 2011
RIBA European Award 2011 (Evelyn Grace Academy)
RIBA Stirling Prize 2011 (Evelyn Grace Academy)
RIBA Award 2011 (Guangzhou Opera House)
Philadelphia Museum of Art, Collab Design Excellence Award 2011: Zaha Hadid
Honourary Doctorate from the University of the Arts, London: Zaha Hadid, 2011
Foreign Policy Magazine “Top 100 Global Thinkers of 2011” : Zaha Hadid, 2011
Arabian Business Magazine “The World’s 50 Most Powerful Arabs’ : Zaha Hadid, 2011
Newsweek Magazine ‘150 Women Who Shake The World’: Zaha Hadid, 2011
Huffington Post Game Changer 2011: Zaha Hadid
First Prize, Outstanding Engineering Design Excellence in China (Guangzhou Opera House) 2011
International Road Federation, Global Road Achievement Award for Design (Sheikh Zayed Bridge) 2012
Travel & Leisure Award, Berlin (Sheikh Zayed Bridge) 2012
Jane Drew Prize ‘Outstanding contribution to the status of women in architecture’ 2012
The Sunday Times ‘Makers & Shakers 1962-2012’
Gulf Business Magazine, World’s Most Influential Arabs for 2012
European Museum Academy Micheletti Award 2012 (Riverside Museum)
The Design Week Awards 2012 (Roca London Gallery)
Dame Commander of the Order of the British Empire (DBE) 2012 (Zaha Hadid)
Architectural Record Magazine China Award, Best Public Project 2012 (Guangzhou Opera House) Women of the Year 2012, Glamour Magazine (Zaha Hadid)
Honorary President of the FT/Citi Ingenuity Awards Urban Ideas in Action programme judging committee (Zaha Hadid)
Best Retail Space, FX International Interior Design Awards 2012 (Roca London Gallery)
Best of Year Awards 2012, Interior Design 'Beauty / Spa / Fitness' (London Aquatics Centre)
DLD2013 ‘The Aenne Burda Award for Creative Leadership’ (Zaha Hadid)
Veuve Clicquot 'Businesswoman of the Year' 2013 (Zaha Hadid)
European Museum of the Year 2013 (Riverside Museum) BBC Women’s Hour ‘Power 100’ 2013 (Zaha Hadid)
Arabian Business ‘100 Most Powerful Arab Women 2013’ (Zaha Hadid ranked number 4) Best European Plant 2013, (BMW Leipzig)
Issam M. Fares Award for Excellence 2013 (Zaha Hadid)
Architizer A+ Award, 2014 (Heydar Aliyev Center, Baku)
Arison Award by The National Young Arts Foundation 2014 (Zaha Hadid)
Innovative Design in Engineering & Architecture with Structural Steel 2014 (Broad Art Museum) Structural Excellence Awards HK, Commendation of Merit 2014 (Jockey Club Innovation Tower)
McKim Medal American Academy in Rome 2014 (Zaha Hadid) RIBA National Award 2014 (London Aquatics Centre)
RIBA EU Award 2014 (Library & Learning Centre, Vienna)
CTBUH 2014 Best Tall Buildings Awards Finalist (JCIT & Wangjing Soho)
Design Museum: Design of the Year Award 2014 (Heyder Aliyev Center)
New London Award 2014 (London Aquatics Centre)
Restaurant & Bar Designs Award 2014 (The Magazine Restaurant)
British Construction Industry Award 2014 (London Aquatics Centre)
Honorary Degree of Doctor of Literature of the University of London (Zaha Hadid)
ACADIA Lifetime Achievement Award 2014 (Zaha Hadid)
Elle Decoration British Design 2014 Award (Serpentine Sackler Gallery)
Mies van der Rohe Award Nomination 2014 (London Aquatics Centre) Mies van der Rohe Award Nomination 2014 (Library & Learning Centre, Vienna)
Best Public Space Award CIDA (China) 2014 (Galaxy SOHO, Beijing) Architectural Society of China CASC Silver Award 2014 (Galaxy SOHO, Beijing) Honorary Key to the City of Miami by Mayor Tomas Regalado 2014 (Zaha Hadid)
London Building Excellence Award 2015 (Serpentine Sackler Gallery)
AJ 120 International Practice of the Year 2015 (Zaha Hadid Architects)
Großes Goldenes Ehrenzeichen für Verdienste um die Republik Österreich (Gold Medal of Honour for Services to the Republic of Austria) 2015 (Zaha Hadid

For further information

4 Ocak 2015 Pazar

ÜLKEMİZ ÜÇ ÖNEMLİ ÖZEL MÜZEYE DAHA KAVUŞUYOR

Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi,
Türkiye’nin ilk özel müzesi olarak
önemli sanatsal etkinliklere
ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Önce bir tablo, bir heykel ya da antika bir obje satın alınarak, daha sonra bu alımların sanat tutkusunun dayanılmaz gücüyle, çok önemli ve paha biçilmez koleksiyonlara dönüşme hikayesini gözler önüne seren, ulusal ve uluslararası yüzlerce örnek sayabiliriz. Koleksiyonerliğin bir diğer başlangıç noktası ise, aile yadigarı sanat eserlerini geleceğe taşımak ve de geliştirmek olabiliyor. Bu koleksiyonerlik tutkusunun ulaştığı en güzel boyut ise, koleksiyonların çok önemli özel ya da vakıf müzelerinin çekirdeğini oluşturması…

YAZI: ÜMMÜHAN KAZANÇ

Liechtenstein Hanedanlığının Hals, Raphael, Rembrandt ve Van Dyck gibi önemli sanatçıların yanı sıra paha biçilmez antikalardan oluşan 1.600 parçalık koleksiyonu şimdi Liechtenstein Müzesi’nde sergileniyor. Şu anda devlet tarafından satın alınmış olsa da İspanya’nın ünlü Thyssen Ailesi’nin, Madrid’de bulunan ve Thyssen-Bornemisza Müzesi’nde sergilenen muhteşem koleksiyonu, bir diğer önemli örnek. Özellikle 18. yüzyıl Fransız resmi, mobilya, porselen ve heykel koleksiyonu ile dudak uçuklatan Londra’daki Hertford Malikânesinde sergilenen Wallace Koleksiyonu; New York’taki Frick Koleksiyonu; Washington’daki Phillips Koleksiyonu ve tabii ki Portekiz Lizbon’da bulunan eşsiz Calouste Gulbenkian Koleksiyonu Müzesi; Almanya’nın Baden-Baden şehrinde yer alan Burda Yayıncılık’ın varislerinden Frieder Burda’nın sanat koleksiyonunu barındıran Frieder Burda Müzesi, dünyanın önemli özel koleksiyon müzelerinden bazıları.
Son yıllarda, Türkiye de özel ve vakıf müzeleri ile dünyada adından söz ettiriyor. Koç Ailesi’nin 1980 yılında, Sadberk Hanım Müzesi’ni kurmasıyla başlayan özel müzecilik girişimleri büyüyerek devam ediyor. Özel müzelerin faaliyete geçişini kronolojik olarak hatırlamakta fayda var.

1980    Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi 14 Ekim 1980 tarihinde Sarıyer-Büyükdere’de Azaryan Yalısı olarak adlandırılan yapıda, Vehbi Koç’un eşi Sadberk Koç’un anısına, O’nun kişisel koleksiyonunu sergilemek üzere açılmış, Türkiye’nin ilk özel müzesidir. Sadberk Koç’un kişisel koleksiyonunda yer alan geleneksel kıyafet, işleme, tuğralı gümüş ve porselen gibi eserlerden oluşan müze koleksiyonu zaman içinde hibe ve satın alma yoluyla zenginleşmiştir. Türkiye’nin büyük koleksiyonerlerinden Hüseyin Kocabaş’ın vefatından sonra, koleksiyonu Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonuna katılmıştır.

1985    Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından, eski bir İzmir evinin restore edilerek, yaşayan bir sanat kurumu haline getirildiği Selçuk Yaşar Resim Müzesi ve Sanat Galerisi, 1985 yılında açılmıştır. Müze, DYO’nun 1993 yılından bu yana düzenlediği Resim Yarışmalarında ödül alan tablolardan ve satın alınan diğer sanat eserlerinden oluşan koleksiyonuyla Türk Resim Sanatının son çeyrek yüzyılının bir panoramasını sunabilecek düzeye erişmiştir.

1994    Haliç’e bambaşka bir ivme kazandıran Rahmi M. Koç Müzesi, mekanik ve endüstriyel objeleri biriktiren ve koleksiyonu genişledikçe, bir müze açmaya karar veren işadamı Rahmi Koç’un İstanbul’a çok özel bir hediyesi. Türkiye’de sanayi, ulaşım, endüstri ve iletişim tarihine adanmış ilk önemli müzedir.

2001    Proje 4L İstanbul Güncel Sanat Müzesi adıyla Türkiye’deki güncel sanatı ve sanatçıları desteklemek amacıyla kurulan ve inşaat döneminden itibaren bir müze olarak tasarlanan mekân, çağdaş ve güncel sanat üzerine devlet ya da vakıf müzelerinin olmadığı bu dönemde, koleksiyoner Sevda ve Can Elgiz ülkenin bu eksiğinin giderilmesi ve çağdaş sanatın gelişmesinin sağlanması amacıyla, kar gütmeyen, halka açık, ilk uluslararası kimliği olan bu müzeyi kurdular. Müze, 2005 yılından itibaren, Proje4L|Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi adı altında Elgiz Koleksiyonu’nu kalıcı olarak sergilemeye başladı.

2002    1966’dan itibaren Atlı Köşkte yaşayan Sakıp Sabancı, 1998 yılında zengin hat ve resim koleksiyonuyla birlikte köşkü içindeki eşyalarla müzeye dönüştürülmek üzere Sabancı Üniversitesi’ne tahsis etmiştir. Modern bir galerinin eklenmesiyle 2002 yılında ziyarete açılan Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi, başarılı sergileriyle son yıllarda uluslararası alanda dikkat çekmeyi başarmıştır.

2004    Eczacıbaşı ailesinin öncülüğünde, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından kurulan İstanbul Modern Sanat Müzesi’nin tohumları, 1987 yılında, 1. Uluslararası Çağdaş Sanat Sergilerinde, bugünkü adıyla Uluslararası İstanbul Bienali’nde atıldı. Serginin İstanbul sanat ortamına getirdiği ilgi ve dinamizmden etkilenen İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, İstanbul’da daimi bir modern sanat müzesi kurmak üzere harekete geçti. T.C. Denizcilik İşletmeleri için kuru yük antreposu olarak inşa edilmiş olan 8000 metrekarelik bina, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından, tam donanımlı, modern bir müzeye dönüştürüldü.

2005    Suna ve İnan Kıraç Vakfı tarafından kurulan Pera Müzesi’nin ilk iki katında Suna ve İnan Kıraç tarafından büyük bir özveriyle oluşturulan ve daha sonra müzeye aktarılan koleksiyonları kalıcı olarak sergileniyor. Bu koleksiyonların ilki Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu. Aynı katta, Kütahya Çini ve Seramikleri Koleksiyonu da bulunuyor. Üç yüzden fazla eseri içeren Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda ise, 17. yüzyıldan, 19. yüzyıla kadar geçen dönemde Osmanlı kültüründen etkilenmiş Avrupalı oryantalist ressamların yapıtları yer alıyor. Bu koleksiyonda Osman Hamdi Bey’in Kaplumbağa Terbiyecisi isimli tablosu da yer alıyor.

2005    Rahmi M. Koç, Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı’nı, İstanbul Rahmi M. Koç Müzesi ve sonrasında ortaya çıkabilecek diğer oluşumları ihtiva edebilmek için 1990 yılında kurmuştur. Bu kültürel misyonun bir parçası olarak, Çengelhan, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü, Ankara Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nden kiralanmış, restorasyon çalışmalarına 2003 yılında başlanmıştır. 2005 yılına kadar süren restorasyon çalışmasında han, aslına sadık kalınarak sağlamlaştırılmış, avlunun üzeri cam ile kapatılarak koruma altına alınmıştır. Çengelhan, Nisan 2005’te, Ankara Rahmi M. Koç Müzesi olarak ziyarete açıldı.

2007    Ünlü iş adamı Kadir Has’ın öncülüğünde açılan ve özgün sergiler ve kültürel etkinlikler düzenleyen Rezan Has Müzesi, günümüzden yaklaşık 9.000 yıl öncesine tarihlenen arkeolojik eser koleksiyonunun yanı sıra 2009 yılında Cibali Tütün Fabrikası’na ait belge ve objeleri bünyesine katarak koleksiyonunu zenginleştirirken, 17. yüzyıla tarihlenen Osmanlı hamam yapısı ve 11. yüzyıl Bizans su sarnıcı ile geçmişi geleceğe bağlayan bir müze mekan.

2007    Haliç’in gözde mekanında kurulan Silahtarağa Elektrik Santralı, yok olma sürecine girmişken İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin devreye girmesiyle Türkiye’de kültür-sanat alanında bugüne kadar gerçekleştirilmiş en kapsamlı dönüşüm projelerinden biri haline geldi ve santralistanbul, 8 Eylül 2007’de açıldı. santralistanbul bünyesinde, eski makine dairelerinin korunarak dönüştürülmesiyle oluşturulan, Türkiye’nin ilk endüstriyel arkeoloji müzesi olan ve 2012’de Avrupa Müze Akademisi tarafından “DASA Ödülü”ne layık görülen Enerji Müzesi; çağdaş sanat sergileri ve kültürel etkinliklerin gerçekleştirildiği “International Architecture Awards 2010” ödüllü Ana Galeri binası; özel bir izleme tekniği ile kurgulanmış olan Krek tiyatrosu; eski santralın tamirhane ve depo binalarının dönüştürülmesi sonucu ortaya çıkan tasarım ödüllü yeme-içme mekanları ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin eğitim binaları yer alıyor.

2010    Bayburt’a 45 km uzaklıktaki Bayraktar Köyü’nde açılan Baksı Müzesi, çağdaş sanat ve geleneksel el sanatlarına ev sahipliği yapmaktadır. Sergi salonları, depo müze, atölyeler, konferans salonu, kütüphane ve konukevi gibi bölümlere sahip olan müze 40 dönümlük bir alanda kurulmuştur. Bayburtlu sanatçı ve akademisyen Prof. Dr. Hüsamettin Koçan tarafından 2012’de inşa edilmiştir. 2000 yılında oluşmaya başlayan müze fikri, 2005 yılında Baksı Kültür Sanat Vakfı ile gelişmeye devam eder. Ana bina, 2010 yılında devletten hiçbir maddi yardım almadan, tamamlanır. 2010 yılı Haziran ayında İstanbul Modern Tanıtımı, Temmuz ayında ise halka açılışı yapılmıştır. 2012 yılında Müze’nin yeni sergi salonu olan Depo Müze açılmıştır. Baksı Müzesi, Avrupa Parlamenterler Meclisi tarafından verilen “2014 Yılı Avrupa Konseyi Müze Ödülü”nü, 22 ülkeden katılan 37 müzeyi geride bırakarak kazandı.

2011    Türkiye’nin önemli koleksiyonerleri arasında yer alan Borusan Holding’in Kurucu Başkanı Asım Kocabıyık’ın Perili Köşk’te açtığı Borusan Contemporary; Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan beslenen, sergiler, etkinlikler, eğitici aktiviteler, yeni eserler ve mekana özgü yerleştirmeler gibi çeşitli programlara yer veren bir kurum. Bu aktivitelerin ortak özelliği, en geniş tanımıyla ‘medya sanatları’na, yani zaman, ışık, teknoloji, video, yazılım ve benzeri araçları kullanan sanatçılara odaklanması. Etkinlikler Borusan Holding’in Perili Köşk’teki ofisinde gerçekleşmekte ve bu sayede, ofis içinde benzersiz bir mekan yaratarak yeni bir model oluşturmaktadır. Nefes kesen Boğaz manzarasıyla sergi mekanları, ofisler, Müze Cafe, Borusan ArtStore ve teraslar dahil olmak üzere tüm bina hafta sonları halka açık.

2014    Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı, Ayvalık Cunda Adası’ndaki Taksiyarhis Kilisesi’ni 9 milyon liraya restore ederek, 31 Mayıs 2014 tarihinde Ayvalık Rahmi M. Koç Müzesi olarak ziyarete açtı.

Ülkemizde bu müzelere ek olarak daha küçük ölçekte ama önemli koleksiyonları içeren birçok özel müze daha bulunuyor: Florya Model Uçak Müzesi, Haluk Perk Müzesi, İstanbul Oyuncak Müzesi, Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi, Türkiye İş Bankası Müzesi, Masumiyet Müzesi, Ayışığı Manastırı Müzesi, TOFAŞ Bursa Anadolu Arabaları Müzesi, Marmaris Halıcı Ahmet Urkay Müzesi, Mehmet Arsay Klasik Otomobil Müzesi, Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi, Hilmi Nakipoğlu Fotoğraf Makineleri Müzesi, Esat Uluumay Osmanlı Halk Kıyafetleri ve Takıları Müzesi bunlardan ilk aklımıza gelenler.

Özel ve Vakıf Müzeleri Bir Şehir İçin Neden Önemli?
Devletin özellikle çağdaş sanata oldukça sınırlı bir bütçe ayırdığı günümüzde, şahısların ve özel kurumların kültür ve sanata verdiği destek çok büyük önem taşıyor. Özellikle İstanbul’un Haliç, Beyoğlu, Karaköy, Dolapdere gibi semtlerinde açılacak özel müzelerin, ülkemizin kültür turizmine katkılarını da unutmamak gerekiyor.
İngiltere’nin önemli müze ve galerilerinin, ekonomiye yıllık yaklaşık 1.5 milyar İngiliz Sterlini katkı sağladığı tahmin ediliyor. New York Metropolitan Müzesi’nin 25 Temmuz 2014 tarihinde yaptığı açıklamaya göre 30 Haziran’da tamamlanan mali yıl rakamlarına göre; 2013-2014 yılında Metropolitan Müzesi’ni dünyanın 187 farklı ülkesinden, New York şehrinden ve Amerika’nın farklı eyaletlerinden olmak üzere 6.2 milyon kişi ziyaret etmiş. Metropolitan Müzesi’nde 2013 Bahar-Yaz döneminde açılan üç önemli sergiyi gezenlerle yapılan anket sonucunda, ulusal ve uluslararası ziyaretçilerin, New York şehrinin ekonomisine 742 milyon Dolar katkı sağladığı görülmüş.
Avusturya Turizm Kurulu’nun araştırması sonucu Gustav Klimt’in doğumunun 150. Yılı vesilesiyle 2013 yılında Belvedere Sarayı’nda düzenlenen sergi sayesinde, Viyana’ya gelenlerin sayısı %7.5 artmış. Toplamda 5.6 milyon kişi şehri ziyaret etmiş ve oteller, bu sergi ziyaretleri sayesinde 500 milyon Euro ek gelir sağlamış.
İspanya’nın küçücük bir kenti Bilbao’da, ünlü mimar Frank Gehry’nin inşa ettiği Guggenheim Müzesi, ilk başta yapılan 183.8 milyon dolar maliyeti 6 yılda geri kazanmış ve her yıl müzeyi 800 bin kişi geziyor. Şimdi Bilbao şehrinin adı neredeyse müzeyle birlikte anılır oldu. Şahıs ve kurum koleksiyonlarının giderek müzeye doğru evrildiği günümüzde, bu ciddi kültür ve sanat turizmi rakamlarının İstanbul ve Türkiye için de çok yakın bir zamanda hayal olmaktan çıkacağına inanıyoruz.
Üniversitelerimizin büyük bir bölümünde arkeoloji, sanat tarihi, müzecilik, sanat yönetimi gibi birçok bölüm bulunuyor. Bu bölümlerden mezun olan ve kendi uzmanlık alanında çok zor iş bulan genç sanat tarihçileri, arkeologlar ve müzeciler için de özel müzelerin açılması çok büyük öneme sahip.
Sanatçıların desteklenmesi ve eserlerinin gelecek kuşaklara taşınması; açılan sergiler ve sergilenen eserler ile halkın ve genç sanatçı adaylarının farklı sanat dallarıyla ilgili algısının güçlendirilmesi, tarihi eserlerin korunması ve geleceğe taşınması, hepimizin bildiği gibi müzelerin diğer önemli faydaları.
Yayınlanan sanat koleksiyonu kitaplarından; çeşitli sanat yayınlarında, gazetelerde ve televizyonlarda yer alan röportajlardan; önemli sergilere ödünç verilen eserlerden; müzayedelerde rekor rakamlara alım yapan isimlerden; sanat fuarlarının koleksiyonerlere özel ön açılışlarına gösterilen büyük ilgiden Türkiye’de, ünleri dünya çapına yayılmış onlarca koleksiyonerlerimiz bulunduğunu biliyoruz. Yunus Büyükkuşoğlu, Ömer Dinçkök, Jefi Kamhi, Mustafa Taviloğlu, Feyyaz Berker, Ali Kibar, Kaya Turgut, Hasan Çolakoğlu, Oktay Duran, Mustafa Özkan, Sinan Genim, Mehmet Ürgüplü, Jeff Hakko, Turgay Ciner ve Çetin Nuhoğlu Türkiye’nin önemli sanat eseri ve antika koleksiyonerleri arasında yer alıyor ve bir süredir müze açmaya hazırlandıkları ancak müzelerin konularının belli olmadığı sanat camiasında konuşuluyor. Tabii ki bu önemli koleksiyonerlerimizin müze projelerini yakından takip etmeye devam edeceğiz.
Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin en önemli koleksiyonerlerinden Demet Sabancı Çetindoğan-Cengiz Çetindoğan, Ömer Koç ve Erol Tabancı’nın girişimiyle İstanbul ve Eskişehir çok önemli üç müzeye kavuşuyor.

Hüseyin Zekai Paşa, “Çinili Natürmort”, 1909,
tuval üzerine yağlıboya, 140 x 140 cm,
Demsa koleksiyonu.
DEMSA COLLECTION
Harvey Nichols, Brandroom, Tom Ford, Lanvin, Michael Kors, Mothercare gibi uluslararası birçok markanın Türkiye temsilciliğini yapan Demsa Group’un kurucularından; Pera Palas Oteli ve yakında hizmete girecek olan Maçka Otel (St. Regis Istanbul)’i ile turizm alanında başarılı çalışmalara imza atan ve ülkemizin en önemli koleksiyonerlerinden olan Demet Sabancı Çetindoğan ve Cengiz Çetindoğan, şimdi de Haliç’te müze açma hazırlıklarına tüm hızıyla devam ediyor.

21. yüzyılın en yaratıcı mimarlarından ve Pritzker Mimarlık Ödülü’ne 2004 yılında layık görülen ilk ve tek kadın olan Zaha Hadid’in tasarımını hazırladığı Demsa Collection Müzesi’nin, İstanbul kültür turizmine çok önemli katkı sağlayacağı şüphesiz. Zaha Hadid’in, İstanbul için tasarladığı müze ile ilgili çok az bilgi paylaşılsa da ünlü mimarın futuristik çizgisini Türk mimarisiyle harmanlayacağı konuşuluyor.
Hadid, Roma’da projesini gerçekleştirdiği MAXXI Ulusal 21. Yüzyıl Sanatları Müzesi ile 2010 yılında Stirling Prize ve Londra Evelyn Grace Academy projesi ile yine 2011 yılında Stirling Prize’a layık görüldü. Almanya Wolfsburg’daki Phaeno Bilim Merkezi; Amerika Cincinnati’deki Rosenthal Çağdaş Sanatlar Merkezi; Almanya, Leipzig’deki BMW Merkez Binası; Glasgow Riverside Transport Müzesi, Çin Guangzhou’da Opera Tiyatrosu; 2012 Londra Olimpiyatları Su Sporları Merkezi; Dubai Signature Kuleleri, Abu Dhabi’de Performans Sanatları Merkezi, 2013 yılında Azerbaycan Bakü’de açılan Haydar Aliyev Kültür Merkezi; Amerika East Lansing, Michigan’da açılan Eli ve Edythe Broad Sanat Müzesi; Güzey Kore Seul’da bulunan Dongdaemun Design Plaza ünlü mimarin mimarlık tarihine mal olmuş projelerinden bazıları.
Aileden kalan antika ve sanat eserlerini, yeni eserler satın alarak genişletmeye devam eden Demet Sabancı Çetindoğan ve Cengiz Çetindoğan’ın koleksiyonunda 4000’e yakın tablo ve İslam Eserleri bulunuyor. Türk resminin klasikleri kabul edilen Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmet Paşa, Hüseyin Zekai Paşa, Osman Nuri Paşa, Nazmi Ziya, Avni Lifij, Namık İsmail, İbrahim Çallı’nın eserlerinin yanı sıra çağdaş Türk resminin önemli temsilcilerinin çalışmalarına da koleksiyonda yer verilecek. Müzenin 5 bin metrekarelik alanını resme, 2 bin metrekaresini de Osmanlı ve İslam eserlerine ayrılması planlıyorlar. Müze, “Türk İslam Eserleri” ve “Türk Ressamlar” olmak üzere iki bölümden oluşacak. İlk bölümde Kur’an’lar, hilyeler, fermanlar, levhalar vb. gibi binin üzerinde Türk İslam Sanatı eseri bulunacak. Cengiz Çetindoğan koleksiyonun “Türk İslam Eserleri” bölümü ile ilgili şu açıklamayı yapıyor: “Türkiye’nin en büyük hat koleksiyonuna sahibiz. Bunu biz değil konunun uzmanları söylüyor. Binin üzerinde eseri sergileyeceğiz.” Müze açılmadan bu özel Hat koleksiyonu, yine çok önemli bir İslam Sanatı Tarihi uzmanı olan Dr. Nabil F. Safwat tarafından kaleme alınmış. Müzenin ikinci bölümünde de Türk ressamlarının eserlerinden oluşan 2 binin üzerinde resim sergilenecek.
Çetindoğan çiftinin fikri olan ve tek bir sütun tarafından desteklenen, merkezden-ayrı bir küp formunda tasarlanacak müze ile ilgili Cengiz Çetindoğan, Şubat 2014’te artnews.com’dan  Andrew Finkel’a yaptığı açıklamada; koleksiyonun büyümeye devam ettiği ve sanata olan ilgisinin erken dönem Kur’an’lardan günümüz Türk çağdaş sanat işlerine kadar uzandığını belirtiyor. Türk Sanatının tamamen temsil eden bir koleksiyon oluşturmak ve en iyi uluslararası çağdaş sanat örneklerini Türk izleyicilerle buluşturmak konusunda takıntılı olduğunu da ifade etmekten çekinmiyor. Örneğin bir Türk sanatçının tüm kariyerini gözler önüne sermek adına oluşturduğu bir koleksiyon çok önemli bir hacme sahip.
Yeni sanat merkezinin adı, Çetindoğan çiftinin ciddi koleksiyonerler olması konusunda ilham veren bir kurum olan New York Frick Collection’a da bir teşekkür amacıyla, Demsa Collection adını alacak.
Şu anda Demsa Koleksiyonu’nun bir kısmı Çetindoğan çiftinin Boğaz’daki tarihi Zarif Paşa Yalısı’nda sergileniyor. Sahip oldukları sanatsal değerleri paylaşmayı seven Çetindoğan çifti, ülkemizi ziyarete gelen Oprah Winfrey, Colin Powell gibi ünlü ziyaretçilere yalının kapılarını açıyor. Yalının ilerleyen günlerde halka açılması da planlanıyor.
Çetindoğan çifti bugüne kadar almayı hayal ettikleri resimlerin neredeyse tamamını koleksiyonlarına katmayı başarmış. Ama eline kadar gelip de almadığı, daha sonrada müzayedede bir başkasına kaçırdığı bir Kur’an, içinde uhde kalmış. Cengiz Çetindoğan duygularını şöyle ifade ediyor: “Aslında o Kur’an önce satılık olarak bana geldi ama tereddüt ettim ve almadım. Ardından müzayedeye çıktığını öğrendim. Bana geldiği fiyatın üzerine bayrak kaldırmama rağmen alamadım. 210 bin liraya başkası aldı. Sonrasında üzüldüm tabi. Bazı şeyler var ki yerine koyamıyorsunuz. Ama koleksiyonerlik uzun soluklu bir maraton işi. Bazı şeyleri kaçıracaksınız, üzüleceksiniz, peşinde koşacaksınız. Zaten koleksiyonerliğin güzel tarafı da bu.”

Vehbi Koç Vakfı Çağdaş Sanat Müzesi Projesi.
VEHBİ KOÇ VAKFI ÇAĞDAŞ SANAT MÜZESİ
Vehbi Koç Vakfı’nın geleceğe yönelik en önemli sanat projeleri arasında, İstanbul’un merkezinden kolayca ulaşılabilecek ve hem bir kültür odağı, hem de bir eğitim ve nitelikli vakit geçirme alanı olarak algılanacak bir çağdaş sanat müzesi yer alıyor. Dolapdere bölgesinde kurulacak olan müze, Vehbi Koç Vakfı Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun yanı sıra yıl boyunca süreli çağdaş sanat sergilerine ev sahipliği yapacak.

20 bin metrekareye yaklaşan inşaat alanına sahip olan yedi katlı binada sabit ve süreli sergi alanları, bir heykel terası, performans alanları, interaktif diyalog merkezleri, konferans/toplantı/etkinlik salonları, kütüphane, konservasyon laboratuvarı, depolar, bir sanat kitapçısı ve yiyecek/içecek hizmet alanı bulunacak.
Müzenin tasarımı, çağrılı bir yarışmaya katılan uluslararası ve ulusal mimarlar arasından seçilen Grimshaw Architects (İngiltere) tarafından yapıldı; uygulama projeleri ise Turgut Alton Mimarlık tarafından gerçekleştirildi. Müze inşaatının 2015 yılında başlaması ve müzenin 2017 yılı içinde açılması planlanıyor.
Ömer Koç’un 8 Mart 2013 tarihinde Financial Times’ın Cellecting eki içi Catherine Milner’e verdiği röportajdan müze ile ilgili çok küçük ipuçları alabiliyoruz. 50 milyon Euro bütçe ayrılan müzede, Vehbi Koç Vakfı koleksiyonundan Türk ve uluslararası çağdaş sanatçıların eserlerine yer verilecek. Ömer Koç’un yazlık evinde gerçekleştirilen röportajda, ünlü koleksiyonerin, yaşam alanında Marc Quinn, Francis Bacon, Stanley Spencer, Otto Mueller, Egon Schiele, Patricia Piccinini gibi sanatçıların eserlerine yer verdiğini öğreniyoruz. Londra’daki evinde ise oryantalist resimlerin yanı sıra Türk çağdaş sanatının blue-chip -yani her zaman geçer akçe olarak çevirebiliriz- örneklerini ve Taner Ceylan’ın bir boksörü resmettiği “Ruhani” isimli tablosunun olduğunu okuyoruz. Tabii ki bu sanatçıların eserlerinin, yeni açılacak VKV Çağdaş Sanat Müzesi’nde sergileneceği anlamına gelmiyor. Türkiye’de Çağdaş Sanat koleksiyonerliği deyince akla gelen ilk isimlerden olan Ömer Koç’un önderliğinde yürütülen müze projesinde, temsil edilebilecek sanatçıları tahmin etmek için hayal gücümüzü kullanmak ya da müzenin açılışını beklemekten başka bir şansımız şimdilik yok gibi görünüyor.

Grimshaw Architects
Grimshaw Architects, Londra’da faaliyet gösteren bir mimarlık ofisi. 1980 yılında Sir Nicholas Grimshaw tarafından kurulan firma, yüksek teknoloji mimarisinin öncülerinden biri olarak anılıyor. Özellikle, Amsterdam Bijlmer Arena tren istasyonu; Waterloo International tren istasyonu; ödüllü (Royal Institute of British Architects Lubetkin Prize) Southern Cross tren istasyonu gibi taşıma projeleri ile tanınıyorlar. Londra, Melbourne, Sydney ve New York’ta da ofisleri bulunuyor. Grimshaw Architects’in, internet sitesinde VKV Çağdaş Sanat Müzesi ile ilgili şu açıklamaları görüyoruz. Yeni müze projesi; Vakfın vizyonu olan giderek büyüyen Koç koleksiyonunu mümkün olan en geniş kitleye ulaştırmak ve bu eserleri, çağdaş sanatçıların, ulusal, bölgesel ve uluslararası bağlamında sergilemek üzerine kurulmuş ve planlanmış. İstanbul en hareketli bölgelerinden birinde konumlanacak müze için Grimshaw Architects, bu canlı kamusal alanın bir uzantısı olan, iç ve dış mekanlar arasındaki sınırların flulaştığı ve gelip geçen yayaların müzenin sürekli bir aktivite ve sürpriz ile zenginleştirilen kamusal alanlarının cazibesine kapılacağı bir bina tasarlayacak. Ayrıca geleneksel Osmanlı mimarisinin mozaik çinili formlarından ilham alınarak tasarlanan müzenin, şehir için bir “simge bina” olacağı konusunda da iddialılar.
Grimshaw liderliğindeki müze projesinde Thornton Thomasetti, Max Fordham, Neill Woodger Acoustics, aydınlatma uzmanı Jason Bruges gibi multi-disipliner bir ekip görev alıyor ve binanın sivil bir simge, ziyaretçiler için cazip, çalışabilecek bir alan olmasının yanı sıra eserlerin konservasyonu, korunması ve restore edilmesi işlevlerini yerine getirmesini de amaçlıyorlar. Grimshaw tasarımında, kağıt üzerine işler, resimler, video, medya enstalasyonları gibi koleksiyonun zengin çeşitliliği ve ziyaretçi alanlarına entegre olan performans ve müzik sanatları etkinlikleri de özellikle dikkate alınmış.

Vehbi Koç Vakfı
İstanbul’un sanat yaşamında çok önemli bir yere sahip olan Koç Holding, kültürel faaliyetlerini Vehbi Koç Vakfı adı altında 1969 yılından bu yana devam ettiriyor. Türkiye’nin ilk özel müzesi Sadberk Hanım Müzesi; Suna ve İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü (AKMED) ve Kaleiçi Müzesi; Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM); Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi (ANAMED); Vehbi Koç Vakfı Ford Otosan Gölcük Kültür ve Sosyal Yaşam Merkezi Vehbi Koç Vakfı’nın önemli kültür girişimleri. Metropolitan Müzesi’nde Koç Ailesi Osmanlı Sanat Galerileri açılması için, 10 milyon dolar kaynak aktaran aile, Dünya Anıtlar Vakfı tarafından her yıl dünya kültür mirasına katkı yapanlara verilen Hadrian Ödülü’nü de almıştı.
Vakfın desteklediği ana projeler ise şöyle sıralanabilir:
2014-2034: Venedik Bienali Türkiye Pavyonu Sponsorluğu (21 farklı destekçi ile birlikte)
2013: İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali Sponsorluğu
2007-2016: İstanbul Bienali Ana Sponsorluğu (Koç Holding ile birlikte)
2011: Metropolitan Müzesi’nde Koç Ailesi Osmanlı Sanat Galerileri
2010: Uluslararası Sevgi Gönül Bizans Araştırmaları Sempozyumu
2008-2013: Tanas Berlin Türk Çağdaş Sanatlar Galerisi
2006-2013: Türkiye’de Güncel Sanat Sergi ve Monografi Dizisi - Yapı ve Kredi Kültür ve Sanat Yayınları
1973: Atatürk Kitaplığı

Vehbi Koç Vakfı ve Çağdaş Sanat
Vehbi Koç Vakfı Çağdaş Sanat Koleksiyonu (2007+): Vakfın 2007 yılında kendi çağdaş sanat koleksiyonunu oluşturmaya başlamasıyla Vehbi Koç Vakfı Çağdaş Sanat Koleksiyonu (2007+) bölümü kuruldu ve böylece Vakfın kültür alanındaki çalışmaları yeni bir boyut kazandı.
Yapı Kredi Yayıncılık’tan “Türkiye’de Çağdaş Sanat” monografi serileri (2007-2011): Vehbi Koç Vakfı, varoluş amacı sanat ve kültürü daha geniş bir izleyici kitlesine ulaştırmak olan Yapı Kredi Kültür Faaliyetleri, Sanat ve Yayıncılık yayınevinden, “Türkiye’de Çağdaş Sanat” monografi serilerinin yayınlanmasını sağladı. Seriler, uluslararası düzeyde tanınmış Türk sanatçılarının kapsamlı monograflarını bir araya getiren 12 kitaptan oluşuyor. Serilerin editörlüğü René Block, danışmanlığı ise Melih Fereli tarafından yapıldı. Kitaplar hem Türkçe hem de İngilizce dillerine yayına sunuldu ve 150’si numaralı ve imzalı olmak üzere yalnızca 1.800 adet basıldı ve her biri sanatçıların ofset baskı sanat eserleriyle sarılı olarak satışa sunuldu.
ARTER - Sanat İçin Alan: 2010 yılının Mayıs ayında René Block küratörlüğünde VKV Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan oluşturulan, Türkiye’den ve dünyadan 87 sanatçının 160’ı aşkın eserinin yer aldığı “Starter” başlıklı sergiyle açılan ARTER’in İstiklal Caddesi’ndeki binasında dört katta toplam 900 metrekareye yakın sergi alanı yer alıyor. ARTER’in yürüttüğü programlar, çağdaş sanat eserlerinin üretimini teşvik etmek, sanat uygulamaları için bir görünürlük platformu oluşturmak, küratörlüğü VKV Çağdaş Sanat Koleksiyonu üzerinden yapılan sergiler hazırlamak ve uluslararası kuruluşlarla birlikte ortak prodüksiyonlar gerçekleştirmek amacını taşıyor. ARTER, finansman, sergi, tanıtım ve yayınların yanı sıra eğitim faaliyetlerinin desteklenmesi açısından, sanatçılara yeni eserlerin oluşturulması için sürdürülebilir bir altyapı sunuyor. Vehbi Koç Vakfı’nın kurmayı hedeflediği müze kompleksi için bir hazırlık, araştırma ve laboratuvar ortamı sağlayan ARTER, dünyanın önde gelen çağdaş sanatçılarının çalışmalarını İstanbullu sanatseverlerle tanıştırıyor.

Ömer Koç
Şu anda Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve VKV Yönetim Kurulu Üyesi görevlerini yürüten Ömer Koç’un, çok önemli şahsi sanat koleksiyonları da bulunuyor. Osmanlı tarihi üzerine dünyanın en büyük kitap koleksiyonuna sahip Koç, 1980’li yıllardan bu yana kitap biriktiriyor. Belli başlı Batı dillerinde yazılmış Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili kitaplardan oluşan koleksiyonda, seyahatnameler, genel tarihler ve izlenimler bulunuyor. En eski tarihli kitap ise 1493 yılına ait. Osmanlı İmparatorluğu konulu koleksiyonunu otograf belgeler, fotoğraflar, belgeler, desen, suluboya ve resimlerle zenginleştirmiş.
Ömer Koç’un ayrıca 20. yüzyıl mobilyaları, İznik eserler, 18. ve 19. yüzyıl Kütahya eserler ve tabii ki Türk ve dünya çağdaş sanatına ait çok önemli çalışmalar bulunuyor. Ayrıca Melling, Castellan, Preaulx, Cassas ve Hilair gibi İstanbul’a gelmiş 18. yüzyıl Fransız sanatçılarının eserleri de koleksiyonda oldukça önemli bir yere sahip. 19. yüzyıl ustalarından Fausto Zonaro, Amadeo Preziosi, Frederick Lewis, Edward Lear, Sir Frank Brangwyn, Georg Emanuel Opiz, Antoine de Favray’in eserleri de koleksiyonda bulunuyor. Ömer Koç’un koleksiyonunun en önemli özelliği eserlerin sistemli, düzenli ve özenli olarak bir şekilde bir araya getirilmiş olması.

Erol Akyavaş, “Green Echo”, 1991,
tuval üzerine karışık teknik,
150 x 127 cm, Polimeks koleksiyonu.
POLİMEKS’TEN ESKİŞEHİR’E MODERN SANATLAR MÜZESİ
Polimeks, ortak geçmişleri çocukluk yıllarına uzanan üç yakın dostun mimari ve mühendislik tecrübelerini tasarım, uygulama ve kurumsal yönetimde bir araya getirmesiyle kuruldu. Adı yurtdışı ve yurtiçinde gerçekleştirdiği etkileyici projelerle birlikte anılan Polimeks, sanatsal çizgileriyle öne çıkan anıtsal kamu yapılarından ticari komplekslere, hastane ve arıtma tesisi gibi teknik işlevi yoğun projelerden konut sitelerine kadar uzanan geniş bir portföyün sahibi. Polimeks’in kurucularından Erol Tabanca’nın ismi aynı zamanda sanat koleksiyonerliği ile birlikte anılıyor. Şimdi de Eskişehir’de açacağı modern sanat müzesi ile gündeme oturdu. Müze ile ilgili sorularımızı Polimeks Sanat Koordinatörü Defne Casaretto yanıtladı.

Ü.E.-Sevgili Defne Casaretto, Müze için neden Eskişehir seçildi? Önümüzdeki yıllarda açılması planlanan özel müzeler ile ilgili yazımızda Polimeks’in Sanat Koordinatörü olarak, sanat camiası için çok önemli olan bu projeyi sizden dinleyebilir miyiz?
D.C.-Eskişehir, bugün Anadolu kentlerimiz içinde en çok öne çıkan şehirlerimizden birisi. Bilim, kültür ve sanatın ön plana alındığı, iki büyük üniversitesi ile genç nüfusun en yoğun yaşadığı şehirlerden birisi. Üstelik şehir -son zamanlarda daha çok dikkat çekse de- hep sanatın içindeydi. Sergi, tiyatro, konser, sinema Eskişehir’in geçmişinden günümüze hep önemlidir ve hep yoğun yaşar bu şehirde. Anadolu Üniversitesi sinema-tv bölümü ve güzel sanatlar fakültesi kendi alanlarına çok değerli isimler kazandırmıştır. Sorunuza gelince bizim Eskişehir ile duygusal ve güçlü bir bağımız var. Sayın Erol Tabanca Eskişehirli bir iş adamı. Bu kentin içinden çıkmış birisi olarak, doğup büyüdüğü şehre olan sevgisini sanat sevgisi ile birleştirerek güzel bir proje hayata geçirmek istedi. Eskişehir Büyük Şehir Belediyesinin bize önerdiği iki ayrı alandan birisinde konumlanacak müzemiz için proje çalışmalarımız devam ediyor. Bir koleksiyoner olarak Erol Bey’in en önemsediği şeylerden birisi sanatın paylaşılabilir olması. Bu sebeple toplumsal projeleri çok çok önemsiyoruz ve koleksiyonumuzu bu anlamda özellikle izlenebilir kılmak istiyoruz. Eskişehir Müzemiz şehrin eksiğini giderirken mevcut olan sanat yapısını güçlendirmek için hedeflediğimiz bir projemiz.

Ü.E.-Sayın Erol Tabanca’nın tüm sanat koleksiyonu mu yoksa sadece bir bölümü mü müzede sergilenecek?
D.C.-Müze’de yer alacak koleksiyon üzerinde çalışmalarımız sürüyor. Genel anlamda koleksiyonumuz; farklı dönemlere ait eserlerin yer aldığı, belirli projeler gözetilerek oluşturulmuş ve içinde Erol Bey’in özellikle ilgilendiği niş alanları olan geniş bir koleksiyon. Ancak planlanan müzemizde tamamını sergilemek gibi bir düşüncemiz yok. Müze ayrı olarak düşündüğümüz bir yapı ve bu anlamda biz onun yapısına uygun olacak eserler üzerinde çalışıyoruz.

Ü.E.-Koleksiyonu dönemler içinde incelersek, hangi dönemler ve sanatçılar temsil edilecek?
D.C.-Net olarak söyleyebilirim ki Eskişehir’e hedeflediğimiz müzemiz “Modern Sanatlar Müzesi” olacak. Dolayısıyla da koleksiyonumuzun kapsamı bu doğrultuda ilerleyecek. Modern Türk Sanatını yansıtan bir kronoloji izlemek istiyoruz. 

Ü.E.-Koleksiyonu geliştirmeye ve alımlar yapmaya devam ediyorsunuz. Türk sanatçıların yanı sıra uluslararası sanatçıların eserleri de bulunacak mı?
D.C.-Şu an öncelikli hedefimiz Müze için Modern Türkiye Sanatı üzerine odaklanmak. Ancak dediğim gibi sürdürülebilir ve doğru bir yapı ile gereken ölçülerde genişlemek hedefimiz.

Ü.E.-Polimeks Sanat Koordinatörü olarak, koleksiyonun düzenlenmesi ve geliştirilmesi için nasıl çalışmalar yapıyorsunuz? Sanat alımlarını nereden yapmayı tercih ediyorsunuz?
D.C.-Koleksiyonu olabildiğince beğenilerimiz doğrultusunda genişletmeye ve bunu yaparken de tabii ki sanat tarihinin önemli vurgularını dikkate alarak hareket etmeye çalışıyoruz. Sanatçılarımızla bir araya gelmeye, galerilerimizle diyaloglar kurmaya dikkat ediyoruz ve bunu çok önemsiyoruz. Yurtdışı alımlarımız yavaş ama doğru kanallar üzerinden ilerliyor. Açıkçası bu anlamda acelemiz de yok. Koleksiyonumuza dahil ettiğimiz her eseri severek ve uzun takipler neticesinde alıyoruz.