Amanda A. White, “Jane ve Cassandra Austen, Steventon Kilisesi’ne Yürüyor, Christmas Sabahı”. |
Nebahat Karataş, "Kale". |
Kanada,
Quebec, Magog’da bulunan Musée International d'Art Naïf de Magog (Uluslararası
Naif Sanat Müzesi Magog)’un düzenlediği REVIM14 (Rendez-Vous International à
Magog-2014) isimli üç aşamalı yarışmada, iki Türk sanatçı başarılı sonuçlar
elde etti.
YAZI: ÜMMÜHAN KAZANÇ
Yarışma
ve müze hakkında yazacaklarıma geçmeden önce, naif sanat ile ilgili uzun
süredir aklımdan geçenleri sizlerle paylaşmak isterim. Arkeoloji ve Sanat
Tarihi eğitimi üzerine, çağdaş sanat yüksek lisansı yapan biri olarak Mağara
Sanatının öncülüğünü ve ilkelliğini; Rönesans’ın çığır açan coşkusunu; Çağdaş
sanatın felsefesini ve kavramsal altyapısını; İslam Sanatının, kaligrafinin
büyüleyici çekiciliğini, Geleneksel Sanatlarımızın buram buram Anadolu kokusunu
da severim. Fotoğraf Sanatına tutkunum. Bir de Heykel Sanatı vardır ki,
güzelliği ve özelliği karşısında söyleyecek çok fazla sözüm yok. Naif Sanatın
çocuksu ruhunun tadını ise tarif edemem. Kısacası tüm sanat dallarına kendimi
çok hissediyorum. Hepsinin aynı ölçüde desteklenmesi de en büyük hayalim. Ne
yazık ki herkes SANATKÂR ya da ZANAATKÂR olamıyor.
Son
yıllarda dünyada ve özellikle Türkiye’de çağdaş sanata verilen destek
nedeniyle, bırakın naif sanatçılarımızı, birçok önemli başarıya imza atmış orta
kuşak sanatçımızı, güzel sanatlar fakültelerinden mezun olan yüzlerce genç
sanatçımızı ne fuarlarda, ne bienallerde, ne de önemli galerilerin sergilerinde
göremiyoruz. Türkiye’nin önemli sanat etkinliklerinde sürekli aynı 100 (bu da
iyimser bir rakam) sanatçının ismi geçiyor. Devlet desteğinin de neredeyse yok
olduğunu var sayarsak, birçoğu kendi çabalarıyla sanat camiasında var olmaya
çalışıyor.
Bu
anlamda İstanbul’dan fersah fersah uzak, oldukça küçük ölçekli bir müze de
olsa, Magog Müzesi’nde düzenlenen yarışmada iki Türk sanatçımızın başarılı
olmasını çok önemsiyorum. Yarışmanın en başından itibaren, Müze yetkililerinin
–ki neredeyse müzenin tüm ekibi gönüllü olarak çalışıyor- sanatçılara gösterdikleri
yakınlık, yarışmanın tanıtımı ve de ülkemize kadar gelerek ödüllerinin takdim
edilmesi, bir kez daha yurtdışında sanatın her dalına gösterilen saygıya hayran
olmamı sağladı. Birçok sanat dalının neredeyse görmezden gelindiği ülkemizde,
bir hayalin gerçek olmasını ve tüm plastik sanat dallarının eşit ölçüde
desteklenmesini, onlarca farklı temada müzemiz olmasını, sanat sokaklarının
açılmasını, daha fazla sayıda sanatçımızın, daha fazla sayıdaki fuarlarda
temsil edilmesini umut ediyorum.
REVIM14 (Rendez-Vous International à
Magog-2014)
Magog
Müzesi’nin düzenlediği REVIM14 (Rendez-Vous International à Magog-2014) Yarışmanın
ilk aşamasında “Ville de Magog” isimli, 1000 Kanada Doları değerindeki “Büyük
Jüri Ödülü”nü İngiltere’den Amanda A. White (ABNA üyesi), “Jane ve Cassandra
Austen, Steventon Kilisesi’ne Yürüyor, Christmas Sabahı” isimli eseri ile
almaya hak kazandı. Fransa, İtalya, Rusya, Brezilya ve Kanada’dan katılan
uluslararası jüri üyeleri aynı zamanda yarışma sonucunda düzenlenen büyük sergi
için 22 eseri de seçti. Bu 22 eser arasında Türkiye’den Hayal İrtegün’ün bir
çalışması da yer alıyor olması gurur verici. Sergi, 21 Aralık 2014 tarihine
kadar devam ediyor.
Yarışmanın
ikinci aşamasında, yarışmaya katılan tüm 89 eser -sergilemeye layık görülenler
de dahil- internet üzerinden oylamaya sunuldu. 9255 oy sonucu yine önemli naif
sanatçılarımızdan Nebahat Karataş “KALE” isimli eseriyle 500 Kanada Doları
değerindeki “Cloud Prize”a layık görüldü. “Cloud Prize”ın sponsoru Claude
Bernier, bir sanat hamisi ve Magog Müzesi’nin destekçilerinden. Yarışmanın bu
bölümünün bir diğer ilginç detaylarından biri, oy kullanan 9255 kişi arasından
tombala sistemi ile seçilen Bayan Pierrette Duguay’a, Alain Bissonnette isimli
Kanadalı naif sanatçının orijinal bir eseri hediye edilmiş olması.
Yarışmanın
üçüncü aşaması ise “Büyük Jüri”nin seçtiği ve 21 Aralık 2014 tarihine kadar sergilenen
22 eser için, sergiyi gezen sanatseverler tekrar oy kullanacak ve “Kalp
Durdurucu - Prix coup-de-coeur” olarak adlandırılan ödülü kazanan sanatçı Ocak
2015’te açıklanacak. 500 Kanada Doları değerindeki bu ödülün sponsoru ise Musée
International d'Art Naïf de Magog’un kurucusu ve sanatçı Yvon M. Daigle.
KÜLTÜR ELÇİSİ JAQUES DUPONT
Bu
yarışmadan nasıl haberim olduğunu da anlatmak isterim. İzmir’in Çatalkaya
Dağı’ndaki Kavacık Köyü’ne yerleşen ve çalışmalarına buradaki atölyesinde devam
eden önemli naif sanatçılarımızdan Şebnem Çamdalı (http://sebnemcamdali.8m.com)
ile uzun süredir dostluğumuz devam ediyor. Kanada’daki bir yarışmadan davet
aldığını ve yazışmaları onun adına yapıp yapamayacağım konusunda bir ricada
bulundu. Ben de seve seve kabul ettim. Magog Müzesi’nin yöneticilerinden Jacques
Dupont ile bu vesileyle yazışmaya başladık. Yazışmalarımız sırasında Jacques ve
eşi Linda ile dostluğumuz da gelişti. Yarışma bitiminde Jacques ve eşi, hem
yarışmaya katılan sanatçılarla tanışmak, hem de ödüllerini takdim etmek üzere
ülkemize geldi. İzmir’de Hayal İrtegün ile buluştular, Kuşadası’nda Nebahat
Karataş’ı ziyaret ederek ödülünü sundular. Hatta Şebnem Çamdalı’nın yaşadığı
Kavacık Dağ Köyü’ne bile giderek birkaç gün geçirdiler. Biz de İstanbul’da çok
keyifli bir gün geçirme şansı yakaladık. Şu noktayı özellikle belirtmek isterim
ki, Müze’nin profesyonel müdürü dışındaki tüm ekibi, Jacques da dahil olmak
üzere gönüllü olarak çalışıyorlar. Amaçları Naif Sanata destek vermek ve daha
geniş kitlelere ulaşmasını sağlamak. Teşekkürler Jacques!...
YVON M. DAİGLE’NİN NAİF SANAT MÜZESİ
HAYALİ
Kanadalı
naif sanatçı Yvon M. Daigle’nin hayali olan Musée International d'Art Naif de
Magog (MIANM), 24 Eylül 2002 yılında 18 ülkeden sanatçının, 168 sanat eserini
sergilemek üzere kapılarını açar. Müzenin tarihi, koleksiyonu ve etkinlikleri
ile ilgili detaylı bilgiye http://artnaifmagog.com/ adresinden
ulaşabilirsiniz.
Yvon
M. Daigle, Bathurst, New-Brunswick’te 1939 yılında doğar. Sacred Heart
University of Bathurst’ta Sanat Eğitimi alır, Laval Üniversitesinden İlahiyat
Lisansı ve Moncton Üniversitesinden ise felsefe yüksek lisansı alır. 1969’dan 1997
yılına kadar felsefe eğitimi verir. 1975 yılında çok yakın bir arkadaşının
vefatı üzerine resim ile ilgilenmeye başlar. Bir gece rüyasında Çinli Bilgelere
benzeyen yaşlı bir adam “Siyaha Bürün” der ve o günden sonra kendini naif
sanata adamaya karar verir ve “Naif Sanatın Ruhunun Dostu” olur. Müze hayalinin
gerçekleşmesi 25 yılı bulur. Kendi Uluslararası Naif Sanat Müzesi’ni açmak
isteyen naif sanatçı Yvon M. Daigle, birçok ülkeye seyahat eder, eser satın
alır, değiş tokuş yapar, müze için bağış kabul eder. Bugün, Musée international
d'art naïf de Magog’un koleksiyonunda 32 ülkeden 250 sanatçının 700 eseri
bulunuyor ve Kanada’nın sadece Naif Sanata adanmış tek müzesi olma özelliğine
sahip.
NEBAHAT KARATAŞ ve “CLOUD PRIZE”
“Cloud
Prize”a layık görülen naif sanatçımız Nebahat Karataş ile yarışma ve naif sanat
konusunda konuştuk.
Sayın Nebahat Karataş, öncelikle tebrik
ediyoruz. Kanada, Quebec, Magog’da bulunan Musée International d'Art Naïf de
Magog (Uluslararası Naif Sanat Müzesi Magog)’un düzenlediği REVIM14 (Rendez-Vous
International à Magog-2014) isimli üç aşamalı yarışmada, internet üzerinden verilen
9255 oy sonucu “KALE” isimli eseriniz “Cloud Prize”a layık görüldü. Yarışma
hakkında düşünce ve duygularınızı öğrenebilir miyiz?
Musee
International d'Art Naif de Magog'un yarışması benim için bir ilk. Resmimin
kültürel ağırlıklı oluşu ve uluslararası bir yarışmada Türkiye’yi temsil etmesi
heyecan vericiydi. Sunumu ve duyuruları sıcak, ifadeleri samimi, titiz ve
nitelikli kişiler tarafından hazırlanmış güzel bir yarışma.
Resim ile ilgilenmeye üniversite
yıllarında başlamışsınız. Hocanız usta naif sanatçı Fahir Aksoy’un da
yönlendirmesiyle “Naif Sanat” alanında çalışmaya karar vermişsiniz. 2004
yılındaki sergi kataloğunuz için Fahir Aksoy kaleme aldığı yazısında şunları
söylüyor: “Bazı insanlar doğuştan sanatsal yaratılara yatkın olarak kendilerini
kanıtlamak isterler. Nebahat Karataş, birinci kategoriye giren bir sanatçı.
Yaşam denen bu kısa dünya yolculuğunda, yaşam hazzı ve heyecanı veren ve onu
belli bir seviyeye yücelten olgu hiç kuşkusuz sanatsal uğraşılarıdır. Sanat,
onun yaşamında, ‘olmazsa olmaz’ bir olgudur.” Siz naif sanat yolculuğunuzu bize
anlatabilir misiniz?
Naif
sanat yolculuğum 1995 yılında, Devlet Resim ve Heykel Müzesindeki resim
kursuyla başladı. Detaylı çalışmalarımdan sanat eleştirmeni İbrahim
Karaoğlu’nun Fahir Aksoy’a bahsetmesiyle, Erdek’te yaşayan Fahir hocam beni
telefonla aradı. Tanıştık ve sohbet sonrası naif çalışmalarım için kursu
bırakmamı önerdi. Bana, Türk Tarih Kurumu Yayınlarından NASÜHÜ'S-SİLAHİ
(MATRAKÇI)’dan yedi resim ödevi verdi. 4-5 aylık bir çalışmayla yaptığım
resimleri Erdek’teki Hocama götürdük. “Bu iş tamam, yolun açık olsun. Ama unutma
bu yol çok dik bir yokuştur” dedi. Daha sonra misafirimiz olarak Ankara’ya
geldi ve çalışmalarımı gördü. Yıllar içinde dostluğumuz devam etti ve karma
sergilerde buluştuk. Naif sanatla ilgili bize yüklediği bilgiler ve öneriler bu
yolculuğumda bana ışık olmuştur. İlk günkü heyecan ve sevgiyle yola devam
ediyorum. Sevgili hocam Fahir Aksoy’u rahmetle anıyorum.
Türkiye’de son yıllarda naif sanata
yeterince ilgi ve destek verildiğini düşünüyor musunuz? Bu konuda neler yapılabilir?
Ülkemizde
naif sanatın yeterince bilindiği ve tanıtıldığı kanısında değilim. Gençlere ve
çocuklara naif resmi tanıtmak isterim. Ben resimlerimi heyecan, keyif ve coşku
içinde yapıyorum. Onların da bu hazzı duymalarını isterim. Özgürsünüz, kurallar
sizin ve teknik kendi tekniğiniz, hiçbir bağlantınız yok. Kurslarda ve
okullardaki resim derslerinde içgüdüler ve hayal güçleri ön plana çıkmalı. İlkeler,
teknik bilgiler ve eğitim ayrı bir yol olmalı.
Kazandığınız 500 Kanada Doları
değerindeki ödülü Karataş Vakfı’na vereceğinizi biliyoruz. Biraz da vakıf
çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu vakfın kuruluş hikayesi
oldukça hüzünlü. Ama tam anlamıyla bir yaşama tutunma hikayesi.
Hayatta
her sonun bir başlangıç olduğunu biz yaşayarak öğrendik. Karataş Vakfı, kaybettiğimiz
oğullarımız adına kuruldu. 1998 yılında kurulan vakfımızın amacı; spor, eğitim,
sağlık ve sanatta gençlerimize ve çocuklara destek olmak. İhtiyacı olan başarılı
öğrencilere burslar veriyoruz, Gökçe Karataş İlkokulu’nun temel ve kalıcı
giderlerine yardımcı olarak çalışmalarımız sürüyor. 1999-2008 yılları arasında;
her yıl Türkiye genelinde düzenlenmiş olan spor ödülleri, Vakıf tarihinde güzel
bir anı olarak kalacaktır. Ayrıca vakfımız bu yıl 13.sü yapılacak olan Ankara
Çapında İlkokullararası resim yarışması hazırlıklarına da başladı. (http://www.karatasvakfi.org/)
Son olarak gelecek ile ilgili
planlarınız öğrenebilir miyiz?
Yaşama
tutunmanın sevgi ile olduğuna inanıyorum. Doğa’yı ve hayvanları seviyorum.
Onların sevilip korunması için, çocuklar için ve tabii ki naif sanatın
tanıtılması için gönülden çalışmalarım devam edecek. Kazandığım ödülle Ankara Kalesi,
Seymenler ve Türkiye’yi tanıttığım için çok gururluyum. Yarışmayı düzenleyen
yöneticilere sonsuz teşekkürler. Sizin de konuya ilginiz ve desteğiniz beni çok
mutlu etti. Teşekkürler.