Burda
Yayıncılık imparatorluğunun varislerinden Frieder Burda, Mark Rothko’nun, “No.
36 (Black Stripe)” isimli, 1958 yılına tarihlenen eserini satmaya karar verdi. Kırmızı
zemin üzerine siyah şeritli eser, ilk bakışta adeta insanı büyülüyor. Rothko’nun
tartışmasız en önemli çalışmaları arasında yer alan “No. 36 (Black Stripe)”, 13
Mayıs 2015 tarihinde Christie’s New York’ta 30-50 milyon dolar açılış fiyatıyla
satışa sunuluyor. 9 Mart 2015 tarihindeki Dolar kurunu baz aldığımızda, eser
78-130 milyon Türk Lirası gibi oldukça yüksek bir tahmini bedelle müzayedeye
çıkıyor.
YAZI:
ÜMMÜHAN KAZANÇ
ummuhankazanc@gmail.com
1998
yılında Baden-Baden’li sanat patronu, Frieder Burda Vakfı’nı kurar. Vakfın en
önemli amacı uluslararası üne sahip koleksiyonun, sürekli olarak halka açık
olmasıdır. Kesinlikle bağış almadan, tamamen vakfın imkânlarıyla 20 milyon euro
harcanarak 2004 sonbaharında müze açılır. Şu anda Almanya Baden-Baden’deki
müze, Avrupa’nın en önemli özel müzeleri arasında yer alıyor. Klasik modernizm
ve çağdaş sanata ait yaklaşık 1000 resim, heykel, obje ve kâğıt üzerine çalışmanın
sergilendiği Frieder Burda Müzesi’nde, Picasso’nun son döneminin önemli sekiz
yapıta da yer alıyor. Max Beckmann, Wilhelm Lehmbruck, Alexej von Jawlensky,
August Macke, Ernst Ludwig Kirchner, Karl Schmidt-Rottluff, Alman
Ekspresyonizmi bölümünde yer alan sanatçılar. New York Soyut Ekspresyonizminin
kendi alanında bir ekol yaratan Amerikan sanatçılarından Adolph Gottlieb, Mark
Rothko, Willem de Kooning, Clyfford Stil, Jackson Pollock’un eserleri bir
Avrupa müzesinde görülebilecek kadar özel bir seçki sunuyor. 1960 sonrası Alman
Sanatı bölümünde Georg Baselitz, Markus Lüpertz, Almut Heise, A. R. Penck,
Anselm Kiefer, Sigmar Polke, Imi Knoebel, Gerhard Richter, Dieter Krieg ve
Eugen Schönebeck’in çok önemli çalışmaları bulunuyor.
Bunca
önemli sanatçının eserinin yer aldığı müzeden, Mark Rothko’nun, “No. 36 (Black
Stripe)” isimli eserini seçerek satışa sunmak, 1968 yılından bu yana tutkuyla
sanat eseri biriktiren Frieder Burda için hiç kolay olmasa gerek. Burda bu
konuda, seçimin üzerinde çok düşünülerek karar verildi, açıklamasını yapıyor.
1958
yılında, Rothko’nun Manhattan Seagram Binası’ndaki Four Seasons Restaurant’ın
duvarları için özel olarak hazırladığı seriye ait “No. 36 (Black Stripe)”,
sanatçının kariyerinin sıra dışı anlarından birinin örneği. Şimdi bu eserler,
Londra Tate Modern’deki ünlü Rothko Odası’nda sergileniyor. Frieder Burda’nın
yaklaşık 30 yıl önce satın aldığı eser daha önce müzayedeye çıkmamış ve Londra Tate
Gallery, Tokyo National Museum of Modern Art, Melbourne The National Gallery of
Victoria, Sidney the Art Gallery of New South Wales müzelerindeki önemli Rothko
sergilerinde ve 2001 yılında Fondation Beyeler’de düzenlenen Rothko Retrospektifinde
yer aldı.
Frieder
Burda, bu kadar önemli bir eserin, müze ile ilgili uzun vadeli planlarını
gerçekleştirmek, müzenin finansal alt yapısını güçlendirmek ve genç çağdaş
sanatçıların eserlerini satın alabilmek amacıyla müzayedeye verilmesini
kararlaştırdıklarını belirtiyor. Frieder Burda Müzesi’nde, genç nesil
sanatçılara da destek vermek amacıyla her yıl sergiler düzenleniyor ve
koleksiyona 1990 sonrası sanat çalışmaları da ekleniyor. Michael Bach, Damian
Loeb, Frank Bauer, Malcolm Morley, Herbert Brandl, Markus Oehlen, Sabine
Dehnel, Heribert C. Ottersbach, Marc Desgrandchamps, Simon Pasieka, Tim Eitel,
Neo Rauch, Richard Estes, Christoph Ruckhäberle, Stefan Ettlinger, Peter
Schmersal, Bernard Frize, David Schnell, Anja Ganster, Dirk Skreber, Eberhard
Havekost, Florian Thomas, Anton Henning, Corinne Wasmuht, Johannes Hüppi,
Matthias Weischer, Karin Kneffel, Thoralf Knobloch, Uwe Kowski ve Susanne Kühn
müzede eserleri bulunan genç nesil sanatçılar.
Müze eserlerini satışa sunmak olağan
kabul edilebilir mi?
Yurtdışında müzelerin uzun vadeli yararı
için bazı eserlerini satışa sunması normal kabul edilmeye başlandı. Pre-Rafael
ve Amerikan Gerçekçi Sanat koleksiyonu ile tanınan Amerika’daki Delaware Art
Museum 2014 yılında, yenilenme ve geliştirme masraflarının karşılanabilmesi için
müzenin en favori eserlerinden bir olan William Holman Hunt’ın “Isabella and
the Pot of Basil” isimli çalışmasını satışa sundu.
Aynı
şekilde, 2013 yılında Metropolitan Sanat Müzesi, koleksiyonuna ait 3.290 adet
eserini satarak, toplam 5.4 milyon dolar gelir elde etti. Müzeden ise şu
açıklama yapılmıştı: “Müzedeki eserlerin sürekli korunması ve restore edilmesi
için bütçe gerekiyor. Ayrıca yeni yapılan alımlar için de alana ihtiyaç var.
Oldukça büyük bir binaya sahip olsak da, koleksiyonunda toplamda 1.5 milyon
adetten fazla eser bulunan MET’in bile depolarının bir sınırı var.”
BPN
Bank’ın iflas etmesiyle Portekiz hükümetine geçen 85 adet Joan Miro eserinin, 2014
yılında satılmasına karar verilmişti. Bankanın iflasıyla ortaya çıkan borçların
ödenebilmesi için mahkemenin satılabilir kararına rağmen, halkın baskıları
sonucu eserlerin satışı durdurulmuştu.
Ya
Türkiye… Pera Müzesi’nin “Kaplumbağa Terbiyecisi”ni ya da Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi Resim ve Heykel Müzesi’nin Şeker Ahmet Paşa’nın “Orman ve
Geyik” isimli eserini, müzeyle ilgili uzun vadeli planları gerçekleştirmek
amacıyla satışa sunduğu haberi yayılsa, ülkemiz sanat camiasında nasıl bir
bölünme yaşanacağını düşünmek bile istemiyorum.
İlk Yayınlanma Tarihi: www.sanatonline.net, Mart 2015.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder