2 Temmuz 2015 Perşembe

12. ULUSLARARASI GÜMÜŞLÜK KLASİK MÜZİK FESTİVALİ BAŞLIYOR!

GÜLSİN ONAY


12. Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, Muğla’nın Bodrum ilçesinde 3 Temmuz’da antik tiyatroda sanatseverler ile buluşuyor.

Şef Rengim Gökmen yönetimindeki Karşıyaka Oda Orkestrası, dünyaca ünlü piyanistimiz Gülsin Onay ve trompet sanatçısı Cem Sevgi’ye eşlik edecek. Bodrum Antik Tiyatro’da 3 Temmuz Cuma akşamı gerçekleşecek gala gecesinde Mozart ve Shostakovich’in eserlerine yer verilecek.

Devlet Sanatçısı Piyanist Gülsin Onay’ın sanat danışmanlığında, Piyanist Eren Levendoğlu’nun sanat yönetmenliğinde, Bodrum Klasik Müzik Derneği tarafından organize edilen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali bu yıl 3 Temmuz - 8 Ağustos 2015 tarihleri arasında klasik müzikseverleri bir araya getirecek. Festival kapsamında 12 konser sanatseverlerle buluşurken, genç yeteneklerin keşfedilmesine zemin hazırlayan Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışması ise 20 - 23 Temmuz tarihleri arasında 3. kez düzenlenecek. Festivalin eğitim ayağı olan Gümüşlük Festival Akademisi’nde ise bu yıl 4 ayrı dalda masterclass gerçekleşecek.

3 Temmuz akşamı Bodrum Antik Tiyatro’da gerçekleşecek Piyanist Gülsin Onay & KODA konserinin ilk yarısında sanatçılar W.A. Mozart’ın “Piyano Konçertosu No.12 La Majör, K414” başlıklı eserinden “I. Allegro”, “II. Andante” ve “III. Allegretto” isimli bölümleri seslendirecekler. Aranın ardından Rus besteci Dmitri Shostakovich’in “Piyano, Trompet ve Yaylı Çalgılar Orkestrası İçin Konçerto No.1, Do minör, Op. 35” adlı eserine yer verilecek. Eser, “I. Allegretto”, “II. Lento”, “III. Moderato” ve “IV. Allegro con brio” adlı bölümlerden oluşuyor.

FESTİVAL PROGRAMI

3 Temmuz  2015
“Mozart & Shostakovich”
Gülsin Onay – Piyano (Türkiye)
Rengim Gökmen – Şef (Türkiye)
Karşıyaka Oda Orkestrası (Türkiye)
& Cem Sevgi – Trompet (Türkiye)
Bodrum Antik Tiyatro, 21:00

4 Temmuz 2015
“Mavi Geceye Müzik”
Karşıyaka Oda Orkestrası (Türkiye)
Hakan Şensoy - Şef (Türkiye)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

8 Temmuz 2015
“The Virtuoso flute”
Bülent Evcil – Flüt (Türkiye) & Phillip Moll – Piyano (ABD)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

14 Temmuz 2015
“Grammy Ödüllü Kuartet Bodrum’da!”
Kronos Quartet (ABD)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

18 Temmuz 2015
“21 Yüzyılın Rus Yıldızı“ 
Vyacheslav Gryaznov – Piyano (Rusya)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

21 Temmuz 2015
“Müzigin Coğrafyası”
Trio KlaViS – Piyano/Keman/Saksofon (Avusturya)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

23 Temmuz  2015
“Geleceğin Genç Piyanisti Seçildi”
Ahmed Adnan Saygun Piyano Yarışması Final Konseri
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

26 Temmuz  2015
“İngiltere’nin En Sevilen Piyanisti”
Martin Roscoe – Piyano (İngiltere)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

29 Temmuz 2015
“Akdeniz Rüzgarları”
Gilles Apap – Keman (Fransa) & Misha Dacic – Piyano (Sırbistan)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

31 Temmuz 2015
“Anika Vavic ile klasikten moderne”
Anika Vavic – Piyano  (Sırbistan)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

4 Ağustos 2015
“Yıldızlara Serenat”
Gülsin Onay – Piyano (Türkiye)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

8 Ağustos 2015
“Nirvana ve Pink Floyd’dan Virtuoz Piyano için Seçmeler”
Ayşedeniz Gökçin (Türkiye)
Antik Taş Ocağı, Gümüşlük, 21:00

FESTİVAL TARİHÇESİ
Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, ilk defa 2004 yılında Bodrum’un tarihi değerleriyle öne çıkan şirin balıkçı kasabası Gümüşlük’te düzenlendi ve o günden beri de her yıl yazın en güzel akşamlarında klasik müzikseverlerle buluşmaya devam ediyor.

2004 yılında Piyanist Eren Levendoğlu, Piyanist Gülsin Onay ve Mesut Pekergin’in önderliğinde, küçük çapta bir piyano festivali olarak, tarihi mekân Eklisia’da başlayan serüven, bir sonraki yıl uluslararası müzik festivali sıfatıyla yoluna devam etti.

Her yıl yaz mevsiminde 1,5 ila 2,5 aylık bir dönemi kapsayan festival, yurdumuz ve dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen, birbirinden değerli müzisyenleri çatısı altında konuk ediyor. Dünyanın ve Türkiye’nin en uzun soluklu ve kapsamlı festivalleri arasında yer alan Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, her yıl 30 civarında konser ve gösteriyle bugüne kadar 300 civarında etkinliğe ev sahipliği yaptı. 400 yıllık bir tarihe sahip Ortodoks şapeli Eklisia’da gerçekleştirilen konserleri her yıl 10 – 15 bin civarında konuk izleme olanağı buldu. 10. yılda artan talepleri karşılamak ve daha çok izleyiciyle buluşmak amacıyla Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, Dünyanın yedi harikasından biri olan Mausolleion Anıt Mezarı’nın yapımında kullanılan taşların çıkarıldığı, yine Gümüşlük beldesi sınırları içersinde yer alan ve bin kişinin aynı anda izleyici olarak katılımına imkân sağlayan, “Antik Taş Ocağı”nda gerçekleştirildi. 10. yıl yeniliklere ve sıçramalara sahne oldu. Önceleri Gümüşlük Kültür ve Sanat Derneği bünyesinde gerçekleşen festival, daha spesifik ve daha müzik odaklı bir yapıyı benimsediği için Bodrum Klasik Müzik Derneği çatısı altında düzenlenmeye başladı.

2006 yılında festivalin bir eğitim kurumu olarak hayata geçen Eklisia Summer Music Academy (ESMA), 2013 yılı itibarıyla Gümüşlük Müzik Akademisi (GMA) adını aldı. GMA’da düzenlenen ustalık sınıflarında bugüne kadar usta müzisyenlerle, genç yetenekler bir araya geldi. Festival boyunca konserlere gelen müzisyenler, organizasyon kapsamında masterclasslar açarak, genç müzisyenlere ustalık dersleri verdi. Dünyanın dört bir yanından Gümüşlük’e gelen virtüözlerden ders alma fırsatını yakalayan genç müzisyenler için bu, hem unutulmaz bir tecrübe oldu hem de kursların ardından genç müzisyenler birer konser verdi. Festival kapsamında bugüne kadar 350 civarında genç müzisyen dünyaca meşhur virtüözlerin masterclasslarına katılarak piyano, keman, viyolonsel, flüt, arp, orkestra şefliği, şan, kompozisyon ve gitar dallarında sertifika sahibi oldu. Açıldığı yıldan bu yana ESMA/GMA’ya katılan 9 öğrenci yurtdışında tam zamanlı eğitim görüyor.

2012’de Türkiye’de ilk defa Cumhuriyet tarihimizin en önemli bestecilerinden Ahmed Adnan Saygun için bir Piyano Yarışması düzenlendi. Festival kapsamında gerçekleştirilen bu yarışmada, geçtiğimiz iki yılda birbirinden yetenekli 30’a yakın genç piyanist, Ahmed Adnan Saygun’un adını yaşatmak için tüm hünerlerini sergiledi. Yarışmayı kazansalar da kazanmasalar da bu deneyim kariyerleri için önemli bir dönüm noktası oldu.

Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivali, klasik müzik dünyasında 10 yıl içinde önemli bir yere gelerek, dünya müzik otoritelerinin yakından tanıdığı ve müzisyenlerce rağbet gören bir festival olma özelliğiyle ülkemizi, tüm dünyada tanıtma misyonunu sürdürmektedir.

BİLGİ İÇİN


1 Temmuz 2015 Çarşamba

“YEDİTEPE’DE ZAMAN V” SERGİSİ EKAVART GALLERY’DE

Mihriban Mirap.


EKAV / Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Sanatlar Yüksek Lisans ve Sanatta Yeterlik/Doktora Programı öğrencilerinin eserlerinden oluşan Yeditepe’de Zaman V “Çok Sesli Yaklaşımlar” sergisine 8 - 31 Temmuz 2015 tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor.

Sergi, bireysel gelişmelere özgür bir alan yaratmayı hedef alarak, bireysel eğilimlerini çağdaş plastik değerlerle uyum içinde çözümlemeyi bilen katılımcıların yaratıcı eserlerini izleyici ile buluşturmaktadır. Bireysel yaklaşımların tek sesliliğine karşın farklı yaklaşımların çok sesli bütünlüğünü gösteren bu sergi aynı zamanda görsel bir bilgi paylaşımıdır.


Doruk Paksoy.


Yüksek Lisans ve Sanatta Yeterlik/Doktora Programlarında Ergin İNAN başta olmak üzere M. Zahit BÜYÜKİŞLİYEN, Mustafa ATA, Aydın AYAN, Turan AKSOY, Ferhat ÖZGÜR, Fevzi KARAKOÇ, Gülveli KAYA, Hakan ÖZER, Sinan DEMİRTAŞ, Muammer BOZKURT, Mustafa KARYAĞDI, Gürbüz Doğan EKŞİOĞLU, Nazlı PEKTAŞ, Cem BÖLÜKTAŞ, Efe LEVENT, Marcus GRAF, Yalçın SADAK ve Araştırma Görevlileri; Bahar ARTAN OSKAY, Seyit Mehmet BUÇUKOĞLU, Şevket Cem ONAT ve Oya ÖZKAN görev yapmaktadırlar.

Sergide resim, heykel, enstalasyon, video art ve özgün baskı gibi farklı disiplinler yer almaktadır.


Devran Öksüz.


Sanatçılar
Özgür Akkan, Aşkın Akman, Aysel Arısoy, İlsu Aslan, Aylin Ataç, Abdülkadir Avcı, Eda Aygün, Abidin Müslüm Baysal, Toprak Bek, Nesrin Bingöl, Aysun Coolen, Ayla Doğutaş Çakmak, Fatma Çakmak, Elif Çatlıoğlu, Zeynep Seda Dinçay, Leyla Emadi, Işıl Eraslan, Osman Selçuk Eroğlu, Fatma Guliyev, Reyhan Gülses, Refiye Güneş, Elvan Güngör, Filiz Hatipoğlu, Ceyda Göksal İnceoğlu, Ezgi Karadoğan, Hatice Karadoğan, Gamze Kuyumcu, Berrak Küçük, Maartiz, Nazmiye Ece Macit, İlayda Medenci, Gizem Malkoç, Mihriban Mirap, Devran Öksüz, Ebru Özgüz, Ali Özhilal, Oya Özkan, Doruk Paksoy, Nedret Pekcan, Şenay Pilatin, Mohammed Rassizadeh, Işıl Savaşer, Selman Sincar, Didem Soysal, Ümit Şahin, Devrim Kurtuluş Şendur, Beril Taşkent, Fadime Türk, Meryem Uçar, Deren Ümit, Meral Yıldız.

* Ekavart Gallery, EKAV Vakfı kuruluşudur. Etkinliklerden elde edilen gelir, sanat dalında eğitim gören bursiyerlere aktarılarak geleceğin sanatçılarına destek olmaktadır.

Sergiyi Türkiye’nin ilk online sanat televizyonu www.ekavart.tv’de izleyebilirsiniz.


Nedret Pekcan.


EKAVART GALLERY İLETİŞİM
Adres: Askerocağı cad. Ritz Carlton Otel, Süzer Plaza No:15 Gümüşsuyu / İstanbul
Tel: 0212 252 81 31
Cep: 0534 590 39 90
Email: info@ekavartgallery.com
Ziyaret Saatleri: 11.00 – 18.30 (Pazartesi – Cuma)

Giriş ücretsizdir.

24 Haziran 2015 Çarşamba

71 YAŞINDA RESİM BÖLÜMÜNDEN BİRİNCİLİKLE MEZUN OLDU

Şirin Uysal ve Güloz Serin

71 YAŞINDA RESİM BÖLÜMÜNDEN BİRİNCİLİKLE MEZUN OLDU
Emekli sınıf öğretmeni Güloz Serin, 2011 yılında başladığı Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünden, Bölüm ve Fakülte BİRİNCİSİ olarak 71 yaşında mezun oldu. Mezuniyet töreninde Plaketini Hocası Şirin Uysal’dan aldı. Güloz Hanım’ı başarısından ve azminden dolayı kutluyoruz.
Sakarya'da 3 torun sahibi, 2 çocuk annesi 71 yaşındaki emekli öğretmen Gülöz Serin, yıllardır hayalini kurduğu Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nden birincilikle mezun oldu.

Güloz Serin
ÖĞRENCİLERE MEZUNİYET YEMİNİ ETTİRDİ
Çeşitli illerde 46 yıldır sınıf öğretmenliği yapan Gülöz Serin, SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen mezuniyet töreninde, diplomasını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Yalçın'ın elinden aldı. Öğrencilere mezuniyet yemini ettiren Serin, daha sonra kep atarak büyük sevinç yaşadı.

EN BÜYÜK HAYALİ RESİM BÖLÜMÜ OKUMAKTI
Serin, yaptığı açıklamada, en büyük hayalinin resim bölümünü okumak olduğunu söyledi. Bunun için YGS’e hazırlandığını anlatan Serin, “Aldığım puan sayesinde istediğim bölüme yerleştim. Fakülteyi birincilikle bitirdim, çok mutluyum. Emeği geçen hocalarıma, aileme çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

“Avrupa Gençler Kültür ve Sanat Şenliği” NO STOP EUROPA GIOVANI


Kadir Akyol.
Yunus Emre Enstitüsü Roma Türk Kültür Merkezi, Rose Rosse D'Europa, Artisticamente ve IKASD Kültür Dernekleri işbirliğiyle “No Stop Avrupa Gençler” Karma Kültür-Sanat Şenliği 23-25 Haziran 2015 tarihlerinde düzenliyor. Şenliğin ev sahipliğini tarihi Quirinale Sarayına bağlı Dioscuri Tiyatrosu (Theatro Dei Dioscuri al Quirnale Roma) yapıyor. Etkinliğin amacı gençlerin yaratıcılığını teşvik etmek ve Türkiye ile Avrupa arasındaki diyaloğu sanat yoluyla güçlendirmek.
Etkinlikte resim, heykel, fotoğraf, grafik sanatlar ile video film, müzik, dans ve tiyatro gibi sahne sanatları da yer alıyor. Türkiye’den çeşitli dallarda 10 sanatçı ile İtalyan ve yabancı ülkelerden 10 kişi olmak üzere toplam 20 kişilik bir sanatçı topluluğunun katılımıyla gerçekleşen şenlik üç gün sürecek.



Sergide yer alan sanatçılar:
Alessandra Carloni
Alessandra Scafati
Alessandro Iocopelli
Alessia De Magistris
Alessia Del Vecchio
Ali Sina Gürsu
Antonietta Nista
Aylin Yavuz
Camelia Nina
Can Katırcıoğlu
Cesare Pepponi
Claudia Gironi
Claudia Sabellico
Daniela Di Pasquale
Diego Pippitella
Dominica Blaszczyk
Elisa Politi
Flavia Carla Favara
George Sefren
Giulia Spernazza
Guglielmo Pentella
Irena Pavlyshyn
Kadir Akyol
Çağdaş Erçelik
Payidar Şeyma Beştay
Madalina Ionascu
Mattia Ripari
Mihriban Mirap
Nazar Pavlyshyn
Nurdan Likos
Oksana Abramenko
Orenada Dhimitri
Pietro Roffi
Samantha Passaniti
Tiziana Rinaldi Giacometti
Valentina Roma
Valentina Faraone
Yasemin Öztürk
Maria Letizia Modica
Camilla Cimino

Nurdan Likos.

Mihriban Mirap.




Yasemin Öztürk.





23 Haziran 2015 Salı

DENIZ SAGDIC: “PAINTING IS NEARLY IDENTICAL WITH PHILOSOPHY ACTION”

Deniz Sagdic is going to exhibit her paintings collected under the title of “Tin”, between 29 June-13 July 2015 at Mine Art, Bodrum Yalikavak Palmarina Gallery.

INTERVIEW:
Deniz Sagdic, “Ultramarine”, 2015, oil on canvas, 120x80 cm.
Hande Özdilim Yildirim

H.Ö.- Why does an artist produce? For example, if we think of the insticts dispatching a painter to portray some things within the example of “you”, what do you think about the period carrying you to produce?
D.S.- As humanbeings, we have been accustommed to interpretation systematic by conceptualizing things via our wisdom through thousands of years, at least with Nietzche’s discourse, since Sokrates until now. These things are all along in nature or our, in other words humanity-created objects and again a frame including all the phenomenons created by humanbeing. The fundamental instinct to portray some things originates from this idea. Yes, this is a tree. What is a tree? Why do we call this thing a tree? What is the tree image in my mind? What is the tree image in people’s mind? If this is a tree and if I know this is a tree, why do I want to portray it? When I speak like this, Pascal’s saying; “There is such a pride in the painting that makes us admire the thing we don’t admire to, in its distinctive status by the similarity.” comes to my mind. Of course, the instinct Pascal mentions as pride, lodges its meaning coming to ears beyond, in itself. Pascal has recognized that painting is nearly identical with philosophy action. I use the identifier “nearly” sideways the painting. Because through the intellectual history, the artist has always been one step further of the thought person. Various imageries, by the exposure of semblance to the human have dispatched the minds to think upon. Surely, the situation I summarized with the painting performance, is a phenomenon involving all the arts. If it is essential to summarise without entering the spiritual deepness, the portraying function for a painter, leave it aside wiping on a brush to the surface, starts with the decision moment to be a painter before all this ideas I mentioned. Because as the thing the painter looks at is not a tree, the one we name by seeing in its canvas also is not a tree. Whether they recognize it or not, I believe that all the artists look at the world with this line of vision.


Deniz Sagdic, “Portrait”, 2015, multi-layered transparent surface and color pigments, 70x100 cm.

H.Ö.- How do you position your art and yourself within the frame of daily art?
D.S.- In our day, there are several criticisms about contemporary art as the sense of art only taking a fancy to the sensus, dealing with surface aesthetics more than theoretical meaning, trying to sublime with its dimensions. My problematic causing use of the words “in our day” and “contemporary” together, is also within this dispute. Because in the same criticsm environment, this term also makes a discussion platform on its own. While remarking contemporary art, making a chronological alignment or on the other hand approaching contemporary as a category heading, isn’t made up of a play of words; it means as a matter of fact, art isn’t understood. Because as I said above; when you handle a tree taking part in a painting as the tree, you don’t mention art anymore.


Deniz Sagdic, “Recurring”, 2015, oil on canvas, 120x80 cm.
H.Ö.- The speeches and texts about you and your works of art generally start with “her idiosyncratic style”. Actually, whichever period it belongs to, when your works are observed, it is possible to mention about the differency of a Deniz Sagdic’s touch that is distinguished quickly. Is it an effect you want?
D.S.- It is not the object, the situation or the feeling you want to portray, to interchange or to probe but the issue, the artist’s own issue. Surely, this issue is being inverted through a period that isn’t limited with yourself but a transferring, showing and sharing one. In its own right, the situation of questioning conventionals is lying. The thing I mention as is yours and conceptualizing you as you, the interior of you and society and nature in the exterior of you, briefly all the things. While you are probing the reality emerged by the whole, you are trying to express “the whole” to the whole. Your way of seeing the world as an artist, at the same time turns the way of understanding of the others except you, after a while. In this respect, although your genre is not seeing the things and the form of reflecting on purpose, it is a function I give importance to, for comprehending of the others except you. For this reason, the pursuer’s expressing that it is Deniz Sagdic’s, even without seeing my sign is in a crucial situation for this bridge’s being built.

H.Ö.- Within the frame of your shared ideas what can you say about the works you gathered under the “Soul” heading?
D.S.- “Soul” is the name of a series I started to compose to the end of 2013. Fundamentally, though it preserves the same genre approach of my works in the previous period, it is in the quality of trying which I probe the relationship of the images created in the mind and the changes in the colour value. In every work, by grounding on a different colour, it bases on  this colour’s changed versions at a minimum level for the contribution of creating image and spacing. And this is a heading in the base of producing function of “soul’s” which is understood only as technical but aiming to emphasize its inversion of cognitive functions. In fact, I astonishingly experience every work’s turning to a perceptual practice, which starts with series. When I say aloud now, I again recognize that painting is more than not only a transferring and reflecting but also an experience of projection to yourself.


Deniz Sagdic, “WONDROUS PLACE”, 2015, oil on canvas, 120x80 cm.
H.Ö.- There are also works in the mediums except the canvas and differently techniqued playing a part in this exhibition.
D.S.- In this exhibition, there are my works created in a different style that the onlookers will see for the first time. The thing I technically mention is a structural contrast in my work’s own inner space besides the other works. Despite the fact that sterical dimension is a relativistic notion, it aims to provide sensually the similar effect to the visionary effect with the steric dimension created by the pigment’s batch in the classical colouring. Of course, this effect is exciting with its supplying in respect to giving sensation freedom to the audience by the multidimensionality it has created.

H.Ö.- This exhibition will also be your first duty partnership with Mine Art Gallery.
D.S.- Although an artist’s relationship she aims to found at the time and site ideally, firstly recalls this site’s physical properties but the image the site executes makes further meanings of sensual relationship. In the sense I mentioned, the area I will exhibit my works at, Mine Art identity exceeding even the site, carries this exhibition to bizarre perusals. It is a pride for me being able to do this project in the period Mine Art’s 30th foundation anniversary which is nearly of the same age of me. Especially when I think of the contribution to Turkish art by the archivial edition of three volumes put into practice because of Mine Art Gallery, the rooted and succesfull past’s again being reminded thanks to 30th year exhibiton and documentary, the full measure it shapes at me as an artist and art-lover is; appreciation. Within this scope, I believe that we mustn’t ignore the contribution of private art galleries being subject to lots of discussions about the forming of art environment especially in the countries that have met with art very late. I am very happy that through this exhibition, I will be a part of Mine Art.


Deniz Sagdic.
FOR MORE INFO
Mine Sanat Galerisi | Mine Art Gallery
Merkez / Centre: Teşvikiye, Poyracık Sok. No:1/1 Yasemin Apt. D:5 Nişantaşı/İstanbul
Şube / Branch: Yalıkavak, Palmarina No: D105 Merkez Mah. Çökertme Cad. Bodrum / Muğla
T&F: +90(212) 232 38 13 | info@minesanat.com | www.minesanat.com 

DENIZ SAGDIC BIOGRAPHY
1982 Mersin - TURKEY
Doğuş University, Master Degree (acceptation with full achievement scholarship) (2013-2015)
Mersin University, Faculty of Fine Arts Department (Faculty first-degree) (1999-2003)

PERSONAL EXHIBITIONS
“THE SOUL”, MINE ART GALLERY – BODRUM 2015
“THE SOUL”, GÜNEŞ SİGORTA ART GALLERY – ISTANBUL 2014
“WOMAN: OWNERSHIP” , RenART GALLERY – ISTANBUL 2014
“WOMAN: OWNERSHIP”, TURKEY İŞ BANK ART GALLERY – IZMIR 2013
“DREAM and REAL”, PINELO GALLERY – ISTANBUL 2013
“DREAM and REAL”, GAMA GALLERY – ISTANBUL 2011

GROUP EXHIBITIONS
“MOONLIGHT I” NK Gallery – WASHINGTON 2015
“States of Material III” Armaggan Gallery - ISTANBUL 2015
“Wearable Art” Summart Gallery -  ISTANBUL 2015
“New York Art Expo 2015” Gallery NK – NEW YORK - 2015
“Art for Civil Society Dialogue"  IAA Workshop Exhibition  - ISTANBUL 2015
“Kyoto Art Quake Biennale 2015”  The Museum of Kyoto – JAPAN 2015
“Art for Civil Society Dialogue"  Pamukkale Unirversity  - DENIZLI 2015
“The Ribbon” Galatea Art Gallery – ISTANBUL 2015
“Ask'a Randevu" The Historical Town Gas Factory Art Centre  - İZMİR 2015
“Art for Civil Society Dialogue”, Workshop – DENIZLI 2015
“TABOO”, İŞ SANAT – IZMIR 2015
“CLIMATE CHANGE”, Bozlu Art Project – ISTANBUL 2014
“PEKER ART AWARDS 2013” – IZMIR 2014
“PEKER ART AWARDS 2013” – ANKARA 2013
“EGEART International Art Days” – IZMIR 2013
“TUYAP ARTIST 2013 ” – ISTANBUL 2013
“ALL ARTS ISTANBUL” – ISTANBUL 2013
“Nart Center Group Exhibition” – ISTANBUL 2013
“DINAMO 1”, SWISS OTEL – IZMIR 2013
“KAV Young Art-1” – ANKARA 2012
“TUYAP ARTIST 2012” – ISTANBUL 2012
“Group Exhibition”, Gallery Miz – BODRUM 2012
“Nart Center Group Exhibition” – ISTANBUL 2012
“CONTEMPORARY ISTANBUL 2011”, Gallery Baraz – ISTANBUL 2011
“TUYAP ARTIST 2011”, Gallery Baraz – ISTANBUL 2011
“SUMMER LOVE II”, Ekavart Gallery – ISTANBUL 2011
“PAPER WORKS” - International Plastic Arts Association – ISTANBUL 2010
“40th anniversary of 1968's: Archaeological Excavation of a Wind”, Cankaya Municipality – ANKARA 2009
“40th anniversary of 1968's: Archaeological Excavation of a Wind”, Piramit Art – ISTANBUL 2008
“ISMEK - Group Painting Exhibition”, Taksim Metro Exhibition Hall – ISTANBUL 2007
“Romance”, Bahariye Art Gallery – ISTANBUL 2005
“4th Streetart Festival” (Performance) – ISTANBUL 2005
“SUMMER/YAZ ”, Bahariye Art Gallery – ISTANBUL 2005
“MONALISTANBUL” – ISTANBUL 2005
“ŞEFİK BURSALI Painting Competition”  – ANKARA 2004
“Nurseren Tor’s Studio” – MERSIN 2003
“3th Marmara University International Student Triennial” – ISTANBUL 2003
“30th Silifke International Week of Culture” – MERSIN 2003
“Group Painting Exhibition”, HILTON OTEL – MERSIN 2003
“Gaziantep Painting - Sculpture Biennial” – GAZIANTEP 2002
“Antalya International Art Festival” – ANTALYA 2002

“Cukurova University Spring Festival” – ADANA 2001

DENİZ SAĞDIÇ: “RESİM YAPMAK, NEREDEYSE FELSEFE YAPMA EYLEMİ İLE ÖZDEŞTİR”

Deniz Sağdıç, “Ultramarine”, 2015,
tuval üzerine yağlıboya, 120x80 cm.
Deniz Sağdıç, “Tin” başlığı altında topladığı çalışmaları ile 29 Haziran - 13 Temmuz 2015 tarihleri arasında Mine Sanat, Bodrum Yalıkavak Palmarina Galerisi’nde izleyiciyle buluşuyor.

RÖPORTAJ: Hande Özdilim Yıldırım

H.Ö.- Bir sanatçı neden üretir? Örneğin bir ressamı, bir şeyleri resmetmeye sevk eden itkiyi, “sen” örneği üzerinden düşünmeye çalışırsak, seni üretmeye götüren süreç hakkında neler düşünüyorsun?
D.S.- İnsanlar olarak, binlerce yıldır dünyayı aklımız vasıtasıyla, şeyleri kavramsallaştırarak anlamlandırma sistematiğine alışmış durumdayız, en azından Nietzche’nin söylemiyle Sokrates’ten bu yana. Bu şeyler öteden beri doğada olan veya bizim, yani insanlığın yarattığı nesneler ile yine insan üretimi tüm olguları da kapsayan bir çerçeve. Bir şeyleri resmetme isteğimi uyandıran temel itki de bu düşünceden kaynaklanıyor. Evet, bu bir ağaç. Ağaç nedir? Bu şeye neden ağaç diyoruz? Kafamdaki ağaç imgesi nedir? İnsanların kafasındaki ağaç imgesi nedir? Bu bir ağaç ise ve ben bunun bir ağaç olduğunu biliyorsam, onu neden resmetmek isteği duyuyorum? Böyle söyleyince Pascal’ın meşhur ‘Özgün hallerine hiç hayranlık duymadığımız şeylere benzerlik yoluyla hayranlık uyandıran resimde nasıl bir kibir vardır’ sözü akıllara geliyor. Tabii burada Pascal’ın kibir olarak bahsettiği itki, kulağa geldiği anlamın çok ötesini kendinde barındırıyor. Pascal fark etmiştir ki resim yapmak, neredeyse felsefe yapma eylemi ile özdeştir. Buradaki ‘neredeyse’ belirtecini resimden yana kullanıyorum. Çünkü düşünce tarihi boyunca; sanatçı her zaman düşün insanının bir adım önünde yer almıştır. Çeşitli imgelemler, insana özdeş suretin ortaya konması, zihinleri, üzerinde düşünmeye sevk etmiştir. Tabi burada resim yapma fiiliyle örneklediğim durum, tüm sanatları kapsayan bir olgu. Fazlaca düşünsel derinliğe girmeden özetlemek gerekirse; bir ressam için resmetme eylemi; bırakın fırçayı bir yüzeye sürmeyi, bahsettiğim tüm bu düşüncelerden de önce, ressam olmaya karar verme anı ile başlar. Çünkü ressamın baktığı şey ağaç olmadığı gibi, tuvalinde görerek ağaç olarak anlamlandırdığımız da bir ağaç değildir. Ben tüm sanatçıların farkında olsun ya da olmasın, dünyaya bu gözle baktıklarına inanıyorum.


Deniz Sağdıç, “Portre”, 2015, çok katmanlı şeffaf yüzey ve renk pigmentleri, 70x100 cm.
H.Ö.- Günümüz sanatı çerçevesinde, sanatını ya da kendini nasıl konumlandırır sın?
D.S.- Günümüzde çağdaş sanat için; sadece duyulara hoş gelen, kuramsal anlamdan ziyade yüzey estetiği ile ilgilenen, boyutlarıyla yücelmeye çalışan bir sanat anlayışının hakim olduğuna dair bolca eleştiri var. Cümlenin başında günümüzde ve çağdaş kelimelerini bir arada kullanmama neden olan sorunsal da bu tartışma dahilinde. Çünkü aynı eleştiri ortamında bu terim de başlı başına bir tartışma platformu oluşturuyor. Çağdaş sanat derken bir kronolojik sınırlama yapmak ya da diğer taraftan çağdaşı bir kategori başlığı olarak ele almak, bir kelime oyunundan ibaret değilse, benim düşünceme göre sanatı zaten anlamamış olmaktır. Çünkü yukarıda bahsettiğim gibi bir resimde yer alan ağacı, ağaç olarak ele aldığınız anda zaten artık sanattan bahsetmiyorsunuz demektir.


Deniz Sağdıç, “Recurring”, 2015,
tuval üzerine yağlıboya, 120x80 cm.
H.Ö.- Senin ve yapıtlarınla ilgili konuşmalar/metinler, genelde “kendine has üslubu” cümlesiyle başlıyor. Gerçekten de hangi dönemine ait olsa da, çalışmaların izlendiğinde ayırdına çabuk varılan bir Deniz Sağdıç dokunuşundan bahsetmek mümkün. Bu olmasını istediğin bir etki mi?
D.S.- Gördüğünüzde ya da hissettiğinizde resmetmek, aktarmak, irdelemek istediğiniz aslında bir obje, durum veya duygu değil, bir mesele, sanatçının kendi meselesi. Tabi bu mesele kendinizle sınırlı kalmayan, aktarmak, göstermek veya paylaşmak istediğiniz bir sürece doğru evirilmekte. Bunun özünde gerçek olarak bilinenlerin sorgulanması meselesi yatıyor. Gerçek olarak bilinen diye bahsettiğim, sizin ve sizi, siz olarak kavramsallaştıran, sizin de içinde olduğunuz, ama sizin dışınızda kalan toplum ve doğa, kısaca tüm şeyler. Bu tümün ortaya koyduğu gerçek olarak bilineni irdelerken aslında bunu, tüm bu “tüm”e ifade etmeyi denemiş oluyorsunuz. Sanatçı olarak dünyayı görme şekliniz, aynı zamanda sizin dışınızda kalan tümün de bir süre sonra sizi anlama şekline dönüşüyor. Bu bakımından üslubunuz şeyleri görme ve yansıtma biçimi olarak özellikle yapmadığınız bir şey olsa da sizin dışınızdakilerin meselenizi kavrayabilmeleri açısından önemsediğim bir fonksiyon. Bu nedenle izleyenin imzamı görmeden bile bu çalışma Deniz Sağdıç’ın diyebilmesi, bu köprünün kurulabilmesi bakımından önemli bir konumda.

H.Ö.- Paylaştığın düşünceler çerçevesinde “Tin” başlığı altında topladığın çalışmalar için neler söyleyebilirsin?
D.S.- “Tin” 2013 yılının sonlarına doğru oluşturmaya başladığım bir dizinin adı. Temelde önceki dönem çalışmalarımla aynı üslup yaklaşımını korusa da ortaya çıkan formları oluşturan renk değerlerindeki değişimin, zihinde oluşturduğu imgelerle olan ilişkisini irdelediğim bir deneme niteliğinde. Her çalışmada farklı bir rengi temel alıp, bu rengin asgari derecede değiştirilmiş versiyonlarını, imgenin ve espasın oluşumuna katkıda bulunacak biçimde yaratmayı esas alıyor. Buda üretme eylemi zemininde “tin”in, sadece teknik gibi algılanan ama bahsettiğim zihinsel eylemlerle evirildiği yönü vurgulamayı amaç edinen bir başlık. Öyle ki bu diziyle oluşturmaya başladığım her çalışmanın benim için algısal bir idmana dönüşünü biraz da hayretle deneyimliyorum. Şimdi sesli dile getirince yine fark ediyorum ki, resim yapma eylemi sadece bir aktarım ve yansıtmadan öte kendinize de bir gösterim deneyimi.


Deniz Sağdıç, “WONDROUS PLACE”, 2015, tuval üzerine yağlıboya, 120x80 cm.

H.Ö.- Bu sergide yer alan, tuvalin dışında medyumlarda ve farklı teknikte çalışmalar da var.
D.S.- Bu sergide, izleyenlerin ilk defa görecekleri faklı teknikle oluşturduğum çalışmalarım var. Teknik olarak dile getirdiğim, görünenin ardında temelde çalışmamın kendi iç uzamındaki, diğer çalışmalara göre yapısal bir farklılık. Uzamsal boyut her ne kadar göreceli bir kavram olsa da duyusal olarak pigmentin klasik boyamadaki yığımının yarattığı görüsel etkiye benzer bir etkiyi, uzamsal derinlik ile de sağlamayı amaçlamakta. Tabi bu etki, yarattığı çok boyutlulukla birlikte izleyene de bir duyumsama özgürlüğü sağlaması bakımından heyecan verici.

Deniz Sağdıç, “REPEAT AGAIN”, 2015, tuval üzerine yağlıboya, 120x140 cm. 

H.Ö.- Bu sergi, aynı zamanda Mine Sanat Galerisi ile ilk çalışma ortaklığın olacak.
D.S.- Bir sanatçının, düşünsel olarak, zaman ve mekan zemininde kurmayı amaçladığı ilişki, öncelikle bu mekanın fiziksel özelliklerini çağrıştırsa da, mekanın kurumsal bağlamda ortaya koyduğu imge, duyusal ilişkinin çok ötesinde anlamları meydana getiriyor. Bahsettiğim anlamda, çalışmalarımı sergileyeceğim alanın, mekanı da aşan, Mine Sanat kimliği; bu sergiyi bambaşka okumalara taşıyor. Mine Sanatın neredeyse benimle yaşıt, 30. Kuruluş yıldönümünü kutladığı bir dönemde, bu projeyi yapabiliyor olmak benim için gurur verici. Özellikle Mine Sanat Galerisi’nin 30. Kuruluş yılı nedeniyle hayata getirilen üç ciltlik arşivsel yayın, 30. Yıl sergi ve belgeseli sayesinde tekrar hatırlama fırsatı bulduğumuz bu köklü ve başarılı geçmişin, Türk sanatına katkılarını düşündüğümde bir sanatçı ve sanatsever olarak bende yarattığı duygunun tam karşılığı; minnettarlık. Bu anlamda çoğu zaman birçok tartışmaya konu olan özel sanat galerilerinin, özellikle bizimki gibi görsel sanatlarla çok geç tanışmış ülkelerde bir sanat ortamının oluşmasındaki katkılarını göz ardı etmemek gerektiğine inanıyorum. Bu sergi vasıtasıyla Mine Sanat ailesinin bir parçası olacağım için mutluyum.


Deniz Sağdıç Atölyesinde.
BİLGİ İÇİN
Mine Sanat Galerisi | Mine Art Gallery
Merkez / Centre: Teşvikiye, Poyracık Sok. No:1/1 Yasemin Apt. D:5 Nişantaşı/İstanbul
Şube / Branch: Yalıkavak, Palmarina No: D105 Merkez Mah. Çökertme Cad. Bodrum / Muğla
T&F: +90(212) 232 38 13 | info@minesanat.com | www.minesanat.com

DENİZ SAĞDIÇ (Mersin, 1982)                                                                                                 
-Doğuş Üniversitesi, Plastik Sanatlar Yüksek Lisans Programı
(Başarı Burslu ile kabul) (2013 -2015)
-Mersin Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü
(Fakülte Birinciliği) (1999-2003)

KİŞİSEL SERGİLER:
“TİN”, MİNE SANAT GALERİSİ – BODRUM 2015
“TİN”, GÜNEŞ SİGORTA SANAT GALERİSİ – İSTANBUL 2014
“KADIN: MÜLK”,  RENART GALERİ – İSTANBUL 2014
“KADIN: MÜLK”, İŞ SANAT – İZMİR 2013
“DÜŞ VE GERÇEK”, PİNELO GALERİ – İSTANBUL 2012
“DÜŞ VE GERÇEK”, GAMA GALERİ –  İSTANBUL 2011

KARMA SERGİLER:
“MOONLIGHT I” NK Gallery – WASHINGTON 2015
“MADDENİN HALLERİ III” Armaggan Galeri - İSTANBUL 2015
“GİYİLEBİLİR SANAT” Summart Galeri -  İSTANBUL 2015
“NEW YORK  ARTEXPO 2015 – NK Gallery  – NEW YORK 2015
“SİVİL TOPLUM İÇİN DİYALOG” Uluslararası  Plastik Sanatçılar Derneği – İSTANBUL 2015
“KYOTO ART QUAKE 201- Kyoto Bienali – JAPONYA 2015
“SİVİL TOPLUM İÇİN DİYALOG” Pamukkale Üniversitesi – DENİZLİ 2015
“KURDELE” Galateart Galeri – İSTANBUL 2015
“AŞK’A RANDEVU” Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi – İZMİR 2015
“SİVİL TOPLUM DİYALOĞU İÇİN SANAT”, Çalıştay – DENİZLİ 2015
“TABOO”, İŞ SANAT – İZMİR 2015
“İKLİM DEĞİŞİMİ”, Bozlu Art Project – İSTANBUL 2014
“PEKER SANAT”, Karma Sergi – ANKARA 2014
“EGEART”, Karma Sergi – İSTANBUL 2013
“ALL ARTS İSTANBUL”, Meriç Aktaş Art – İSTANBUL 2013
“DİNAMO 1 Genç Sanatçılar”, Swiss Otel – İZMİR 2013
“KAV GENÇ SANAT” Karma Sergi – ANKARA 2012
“TÜYAP ARTIST 2012”, Meriç Aktaş Art – İSTANBUL 2012
“DÜŞ VE GERÇEK”, Karma Sergi, Galeri Miz – BODRUM 2012
“CONTEMPORARY İSTANBUL 2011”, Galeri Baraz – İSTANBUL 2011
“TÜYAP ARTİST 2011” Galeri Baraz – İSTANBUL 2011
“SUMMER LOVE II” Karma Sergi, Ekavart Galeri – İSTANBUL 2011
“KAĞIT İŞLER” Karma Sergi, Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği – İSTANBUL 2010
“1968’in 40. yılı: Bir Rüzgarın Arkeolojik Kazısı”, Çankaya Belediyesi  – ANKARA 2009
“1968’in 40. yılı: Bir Rüzgarın Arkeolojik Kazısı”,  Piramit Sanat  –  İSTANBUL 2008
“ROMANTİZM” Karma Sergi, Bahariye Sanat Galerisi  –  İSTANBUL 2005
“4TH STREET ART”, Performans, Beyoğlu – İSTANBUL 2005
“SUMMER \ YAZ” Karma Sergi, Bahariye Sanat Galerisi  –  İSTANBUL 2005
“MONALİSTANBUL” Karma Sergi, Çekirdek Sanat Galerisi  –  İSTANBUL 2005
“ŞEFİK BURSALI RESİM YARIŞMASI” (Sergileme) – ANKARA 2004
“NURSEREN TOR ATÖLYESİ” Karma Sergi – MERSİN 2003
“Marmara Üniversitesi 3. Uluslararası Öğrenci Trienali” – İSTANBUL 2003
“30. Uluslararası Silifke Kültür Haftası” Karma Sergi – MERSİN 2003
“Hilton Oteli Karma Resim Sergisi” – MERSİN 2003
“Mersin Üniversitesi Geleneksel 3. Resim Yarışması” (Mansiyon Ödülü)  – MERSİN 2003
“Gaziantep Resim - Heykel Bienali”  – GAZİANTEP 2002
“Mersin Üniversitesi Geleneksel  2.  Resim Yarışması”  (Seçici Kurul Özel Ödülü) - MERSİN  2002
“Tarihi Mersin”  Baskı Resim Sergisi – MERSİN 2002
“1. Antalya Uluslararası Resim Festivali”  – ANTALYA 2002
“Çukurova Üniversitesi 10. Bahar Şenliği” Karma Resim Sergisi – ADANA 2001

“Mersin Üniversitesi Geleneksel 1. Resim Yarışması  (Mansiyon Ödülü)” – MERSİN 2001