13 Aralık 2021 Pazartesi

BOZCAADA’NIN DELİKANLISI USTA RESSAM TAYFUR SANLIMAN



Usta ressam Tayfur Sanlıman, Arkeoege Yayınları’ndan 2013 yılında çıkan “Yol Boyunca” isimli kitabında resim aşkını şu sözlerle anlatıyor: “Ne zaman ki Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdim, rahmetli Neyzen Halil Dikmen ve gene rahmetli Zeki Faik İzer, ilk resim hocam rahmetli Latif Ariş’in aç toprağıma serptiği sanat sevgisi tohumlarını sulamaya ve yeşertmeye başladılar. Aşkımın gerçek yüzü göründü ve bu sevdanın ömür boyu ne denli bir özveri gerektirdiği belli oldu… O gün bu gündür içimde, resim çalışmanın tükenmez hazzını ve o dünyanın tadını yaşar, durmadan çalışırım.”
84 yıllık ömrün acı-tatlı hatıralarını, öğütlerini, Türkiye’nin geçirdiği değişimleri kendine has konuşma diliyle kaleme alan Tayfur Hocamızın kitabından öğrenecek çok şey var. Bazen güldüren, bazen ağlatan bu anı kitabında ustamızın deyimiyle ibretlik sonuçlar var.
Bu arada resim sanatımızın ustalarından Tayfur Sanlıman’ın Sergisi, Galeri Nişart’da 08-23 Ocak 2014 tarihleri arasında izlenebilir.
1930 doğumlu Tayfur Hoca, röportajımıza başlamadan önce yaşamı boyunca nelere şahit olduğunu listeledi. İşte o an yaşayan bir tarih ile, canlı bir ansiklopedi ile söyleşi yaptığımı bir kez daha hatırladım. Tayfur Hoca’nın o içimize işleyen tok sesini, babacan tavırlarını sizlere daha iyi aktarabilmek için bu defa röportajımızı video olarak yayınlamak istedim. Tüm dostlarıma keyifli seyirler diliyorum.
TAYFUR SANLIMAN
Ressam Tayfur Sanlıman, 1930 yılında Adana’da doğdu, sanatçı; ilk, orta, lise eğitimini doğduğu kentte tamamladı. 1951’de girdiği Orman Fakültesi’nden 1953’te ayrılarak askerlik görevini yaptı. 1955’te Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. Halil Dikmen ve Zeki Faik İzer atölyelerinde beş yıl çalıştı ve pekiyi derece ile diploma aldı. Resim sevgisi ile ilkokulda tanışan Sanlıman, ortaokulda Akademili hocası Latif Ariş tarafından yönlendirildi. Güzel Sanatlar Akademisi’nden sonra resimden uzaklaşıp on beş yıl çeşitli işlerde uğraş veren sanatçı, 1977’de Marmaris’in İçmeler Köyüne yerleşti ve resme yeniden başladı. Yerleştiği köy, yeni yerleşim alanları ve turistik amaçlarla betonlaşmaya başlayınca 1984’te İstanbul’a döndü. 1992’de Asmalımescit’te kendi atölyesini kurdu. 2001’e kadar aralıksız çalıştı. 1985’ten bu yana insan-doğa ilişkisini doğadan yana çıkarak irdeleyen ve dünyalıların bu gidişle varacağı sonu resim diliyle anlatmaya çalışan Sanlıman, soyut gibi algılanabilecek bir anlatımla doğayı, renkçi ve zaman zaman da figüral tasarımları ile toplumu yansıtmaktadır. AKM-Atatürk Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda “İsimsiz Resimlerle 50 Yıl” başlığı altında retrospektif sergisi açıldı ve sergiye eşlik eden sanatçı kitabı da yayınlandı. Bugüne kadar 30 kişisel sergi gerçekleştiren Sanlıman, 2001 yılında İstanbul’u terk ederek Bozcaada’ya yerleşti. 22 Ağustos 2017 tarihinde Urla'da yaşama veda etti.  (www.tayfursanliman.com).


12 Aralık 2021 Pazar

ALAN KADIKÖY: KADIKÖY MUHTEŞEM BİR SANAT MEKANINA KAVUŞUYOR

Alan Kadıköy.


Yeni bir sanat mekanın açılışını duyurmak en keyif aldığım paylaşımlardandır. Kadıköy Belediyesi’nin yeni kültür sanat mekânı Alan Kadıköy, kapılarını açmaya hazırlanıyor. Tebrikler Kadıköy Belediyesi. 
Alan Kadıköy, üst düzey teknik donanımı ve farklı etkinliklere uyarlanabilen “black box” sahnesi ve Kadıköy’de uzun zamandır eksikliği hissedilen kapalı sergileme alanı ile Anadolu yakasının öne çıkan kültür sanat mekanlarından biri olmayı hedefliyor. Alan Kadıköy bu iddiasıyla uyumlu olarak galerisinin kapılarını “XX. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı 2021 - PAPKO / Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu” adlı sergiyle 17 Aralık’ta açıyor.


Mübin Orhon, İsimsiz, 1960, Tuval üzerine yağlıboya, 100x100 cm.
 

“XX. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı” sergisinin ilki Ferit Edgü küratörlüğünde, 2011’de Santral İstanbul’da gerçekleşmişti. 10 yıl sonra devamı niteliğinde, 433 eser arasından 182 eserin Metin Deniz tarafından bir araya getirildiği sergi, 17 Aralık 2021 - 15 Şubat 2022 tarihleri arasında Alan Kadıköy’de sanatseverlerle buluşuyor.
İstanbul’un Anadolu yakasında bugüne kadar düzenlenmiş en kapsamlı sergide sanatseverler resim ve heykelleri görmenin yanı sıra konuşma programları, rehberli turlar ve ayrıca çocuklar için atölyelerin de dahil olduğu etkinliklere katılabilecekler.
Alan Kadıköy, sergi kapsamında Türk resim tarihinin Abidin Dino, Adnan Çoker, Albert Bitran, Ara Güler, Avni Arbaş, Burhan Doğançay, Fahrelnissa Zeid, Ferruh Başağa, Fikret Mualla, Hakkı Anlı, Komet, Mehmet Güleryüz, Mübin Orhon, Nejat Melih Devrim, Ömer Uluç, Selim Turan ve Yüksel Arslan gibi büyük ustalarının resimlerine ve İlhan Koman, Koray Ariş ve Seyhun Topuz gibi heykel sanatımızın dünyaya mal olmuş isimlerinin yapıtlarına ev sahipliği yapıyor.

                                                            Selim Turan, İsimsiz, Kağıt üzerine yağlıboya, 88x62cm

Paris Ekolü: Çağdaş Türk Sanatının Dönüm Noktası
II. Dünya Savaşı sonrasında 1945-1960 yılları arasındaki dönem, uluslararası sanat tarihi araştırmalarında bir tür milat olarak kabul edilir. Paris Ekolü olarak anılan bu yıllar aynı zamanda Türkiye sanat tarihinde yepyeni bir sürecin başladığı bir dönemdir. Bu dönemde Paris'te yaşayan Türk ressamları Paris Ekolü çatısı altında, bu sürecin merkezinde yer aldılar.
Türkiye resim tarihinde Batı resmiyle sanatsal ve entelektüel olarak güçlü bağlar kurulan ve eşzamanlı bir çizgide eserler üretilen önemli bir evresine dahil olan bu sanatçıları bir araya getiren “XX. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı 2021”, rengin, lekenin, kompozisyonun ve formun duyumsanabilir nitelikleriyle donanmış yüzeylerde Paris Ekolü’yle temas etmiş ve modern sanat tarihine iz bırakmış sanatçılara yeniden bakıyor.

                                        Mehmet Güleryüz, Boksör, 1987, Tuval üzerine yağlıboya, 86x106 cm.


PAPKO / Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu

On dokuz yıl önce müzayededen satın aldığı bir Selim Turan tablosu ile sanat serüveni başlayan Öner Kocabeyoğlu, yoğun olarak Paris Ekolü ile ilgilendi ve bu dönemden eserler topladı. 2009 yılı sonlarında koleksiyonun yönetimi ve özellikle günümüz sanatçılarından olmak üzere farklı uluslararası sanatçıların yeni alımlardan oluşan bir seçkiyi meraklılarıyla paylaşabilmek amacıyla, daha önce Fahr-el-Nissa Zeid'in 1940’lı yıllarda ikinci katında ilk sergisini açtığı Ralli Apartmanı'nında Papko Art Collection'ı açtı.
Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu modern, çağdaş ve yükselen sanatçıların önemli eserlerine yer veren en önemli koleksiyonlardan biri olma özelliğine sahiptir. 100’den fazla sanatçının 1500’ü aşkın eserinin yer aldığı koleksiyon, araştırma, yayınlar ve küratöryal sergiler ile sanatseverlerle paylaşılmaktadır. Kurumsal işbirlikleri çerçevesinde de koleksiyondan ulusal ve uluslararası birçok müze ve kuruma sergilenmek üzere ödünç eser verilmektedir. Başlangıcında Türkiyeli Paris Ekolü sanatçılarına odaklanan koleksiyon, 20. yüzyıl Modern Sanatı, 1960 sonrası Çağdaş Sanatı, yeni kuşak genç sanatçılar ile dünya çapında önemli yabancı çağdaş sanatçılara ait yapıtlarla zenginleşerek gelişmeye devam etmektedir.
Koleksiyondaki eserlerden derlenen karma sergi kurguları devam ederken, Öner Kocabeyoğlu aynı zamanda ulusal ve uluslararası birçok müzeye koleksiyondan sergilenmek üzere ödünç eser vermektedir. PAPKO / Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu hakkında gelişmeleri @papkoartcollection hesabından takip edebilirsiniz.

Fahrelnissa Zeid, Soyut Komposizyon, 1950’ler, Kağıt üzerine karışık teknik, 104x74 cm



Alan Kadıköy

Kadıköy Belediyesi, İstanbul’un en dinamik tiyatro atmosferine sahip Kadıköy’e yepyeni bir tiyatro mekânı kazandırmak amacıyla 2016 yılında Kadıköy Tiyatrolar Platformu ve sahne ve ışık uzmanları dahil olmak üzere farklı alanlardan tiyatrocuların görüş ve önerileri dikkate alınarak Alan Kadıköy’ü tasarladı.
Türkiye ve dünyadaki çağdaş tiyatronun sahnelenme biçimlerinden esinlenerek projelendirilen mekân, alışılmış sahne tasarımlarının ötesinde bir seyir imkânı sunuyor. Seyir yeri ve sahne arasındaki ayrımların bir yana bırakıldığı ‘meydan sahne' tasarımıyla, 360 derecelik bir izleme alanı yaratan salon, oyunun niteliğine göre klasik sahne, orta sahne, meydan sahne, arena sahne veya forum düzenlerinde kullanılabiliyor.
Alan Kadıköy tiyatro sahnesinin yanı sıra 650 metrekare genişliğindeki galeri mekânı ile Anadolu yakasının en büyük sergileme alanını halka sunuyor. Sahne ve galeriyle birlikte fuaye alanları, kafeterya, bahçe ve teras kullanımı, teknik mahal ve prova odalarından oluşan yapı, günün her saati kültür-sanat atmosferi içinde konser, sergi ve oyunlara ev sahipliği yapabilecek kapasitede.

Adres: Muhittin Üstündağ Cad., Alidede Sok. No:2 Koşuyolu / Kadıköy
www.alankadikoy.com | @alankadikoy


                                        Komet, İsimsiz, 2002, Tuval üzerine yağlıboya, 80x80 cm


Alan Kadıköy.





Alan Kadıköy.



8 Aralık 2021 Çarşamba

BANKSY WILL SELL JAILBREAK STENCIL FOR £10M TO TURN READING PRISON INTO ART CENTRE, THE JAIL THAT ONCE HELD OSCAR WILDE

                                                    Banksy's stencil, Reading prison. 



Renowned street artist Banksy has pledged to donate £10 million to help fund a bid to purchase Reading Gaol, the jail that once held Oscar Wilde, and turn it into an art centre. The street artist Banksy is selling a stencil he painted on the side of Reading prison in a bid to save the former jail from being turned into a block of flats. The work, painted in March, shows a prisoner escaping on a rope of bedsheets tied to a typewriter. Proceeds from its sale, expected to fetch more than £10m, will support Reading Borough Council’s bid to buy the site and turn it into an arts centre.

A petition organised by the Save the Reading Gaol campaign confirms that “Banksy has indeed pledged the artwork to the people of Reading on the understanding that all the proceeds from its sale are used to secure the purchase of the gaol and convert it into an arts centre.” The stencil is currently on show at Bristol Museum and Art Gallery in the exhibition Grayson’s Art Club. Banksy’s authentication body, Pest Control, declined to say if any private offers have yet been received for the work.

The historic prison, which Oscar Wilde was once held, has been under threat of redevelopment after the UK Ministry of Justice put it up for sale in late 2019. Two bids have since been fallen through and the site was put back on the market in June. The council submitted a £2.6m bid early 2020, which was rejected; the Ministry of Justice says it is currently considering new bids.




Banksy told the Sunday Times: “I promised myself I’d paint the wall even before I knew what it was. I’m passionate about it now, though. Oscar Wilde is the patron saint of smashing two contrasting ideas together to create magic. Converting the place that destroyed him into a refuge for art feels so perfect, we have to do it.” Matt Rodda, the Labour MP for Reading East, tweeted that “it’s the best Christmas present Reading could wish for”.

The now-defunct jail, which was permanently closed in 2013, is a Grade II-listed building and has art historical significance as the place that the playwright Oscar Wilde was detained for gross indecency between 1895 and 1897.

Wilde's association with the building has led it to be described by Reading council as a "LGBT heritage site". In 2016, the public art organisation Artangel organised Inside: Artists and Writers in Reading Prison, an exhibition featuring work by artists including Ai Weiwei, Marlene Dumas and Wolfgang Tillmans. Musician Patti Smith and the actor Ben Whishaw paid homage to Wilde by reading De Profundis, a harrowing letter written to his lover Lord Alfred Douglas, in the prison chapel.

Banksy’s work Love is in the Bin set a new auction world record for the artist in October when it sold for £18.6m (with fees) at Sotheby’s London to a private Asian client.

6 Aralık 2021 Pazartesi

RIJKSMUSEUM TO STAGE THE LARGEST VERMEER EXHIBITION EVER

                        Johannes Vermeer, The Girl with a Pearl Earring (1665) from the Mauritshuis

© Mauritshuis, Den Haag

.

In the spring of 2023, the Rijksmuseum, the national museum of the Netherlands, will dedicate a retrospective exhibition to the 17th-century master Johannes Vermeer for the first time in its history. With loans from all over the world, this promises to be the largest Vermeer exhibition ever. The Rijksmuseum itself has four masterpieces by Vermeer, including the world-famous Milkmaid and The Little Street.

The exhibition is a collaboration between the Rijksmuseum and the Mauritshuis in The Hague. Preparations for the exhibition are currently underway. Both museums will conduct research into Vermeer's artistry, his artistic choices and motivations for his compositions, as well as into the creative process of his paintings.

 The Rijksmuseum's exhibition in 2023 will include masterpieces such as The Girl with a Pearl Earring (Mauritshuis, The Hague), The Geographer (Städel Museum, Frankfurt am Main), Lady Writing a Letter with her Maid (The National Gallery of Ireland, Dublin) and Woman Holding a Balance (The National Gallery of Art, Washington DC). Works never before shown to the public in the Netherlands will include the newly restored Girl Reading a Letter at the Open Window from the Gemäldegalerie Alte Meister in Dresden. 

The Vermeer exhibition will be on view from 10 February to 4 June 2023 in the Rijksmuseum. Taco Dibbits, Director of the Rijksmuseum: ‘Vermeer is one of the most famous painters in the Netherlands, along with Rembrandt, Van Gogh and Mondrian. We would not have thought it possible that so many museums are willing to lend their masterpieces. We are incredibly grateful to them. With this exhibition we can introduce a new generation to Vermeer's painting at the highest level and present the results of the latest research.’

Martine Gosselink, Director of the Mauritshuis: ‘The Girl with the Pearl Earring is the most famous Dutch girl worldwide. We are very happy to lend her out for this unique collaboration, where she and two other works from the Mauritshuis, Vermeer's View of Delft and Diana and her Nymphs, will be seen. Yes, we will miss her terribly, but a Vermeer exhibition without The Girl is simply not a Vermeer exhibition.’

                    Johannes Vermeer, The Milkmaid (around 1660) from the Rijksmuseum


Research in collaboration with the Mauritshuis

For this exhibition, the Rijksmuseum is working closely with the Mauritshuis in The Hague with a team of curators, restorers and natural scientists to examine in depth the seven paintings by Vermeer in Dutch possession. Works by Vermeer from other collections are also involved in this project.

 

                    Johannes Vermeer, Young Woman Seated at a Virginal (around 1670-72), 

                                    is in the Leiden Collection, New York


Johannes Vermeer

Johannes Vermeer (1632-1675) lived and worked in Delft. His work is best known for his tranquil, introverted indoor scenes, his unprecedented use of bright, colorful light and his convincing illusionism. In contrast to Rembrandt, Vermeer left a remarkably small oeuvre with about 35 paintings.

As his paintings are generally considered the most prized treasures of every museum collection, Vermeer paintings are rarely lent out. There is currently an exhibition in Dresden with works by Vermeer on the occasion of the restoration of his Girl Reading a Letter at the Open Window. This exhibition includes two works by Vermeer, The Little Street and the Woman in Blue Reading a Letter, from the Rijksmuseum collection.

 

Vermeer in Delft

Parallel to the Vermeer exhibition in the Rijksmuseum, Museum Prinsenhof Delft will organise the exhibition Vermeer’s Delft (10 February to 4 June 2023). This will be the first ever exhibition to explore in depth the cultural-historical context in which Vermeer's practice flourished. Works by Delft contemporaries are displayed alongside Delft pottery, Delft carpets, archival materials and letters. Rijksmuseum’s Vermeer exhibition is made possible by Ammodo.


                    Johannes Vermeer, Gezicht op huizen in Delft, bekend als ‘Het straatje’, ca. 1658. 

                                Schenking van de heer H.W.A. Deterding, Londen

5 Aralık 2021 Pazar

MONET WATER LILIES PAINTING SELLS FOR $24.1 M IN BEIJING

Claude Monet, Bassin aux nymphéas, les rosiers, 1913, (Courtesy of China Guardian).


The 1913 oil depicts a summer view of Monet’s beloved Giverny garden, where a vibrant rose arch overlooks a pond of water scattered with waterlilies. Typical of the artist’s mature style, at 73cm by 1m it is the largest of the three oils that depict his garden from this view.

Claude Monet’s 
Bassin aux nympheas, les rosiers sold for RMB 154.1 m (around $24.1m, with fees) at the first-ever Impressionist and Modern art sale of the leading Chinese auction house, China Guardian. That price makes the Monet the most expensive Western work of art ever sold in mainland China, beating the previous record set last November, when Gerhard Richter’s Column sold for RMB80.5m ($12.65m, with fees).


The seller is thought to be the billionaire business magnate Wang Jianlin, who was known for collecting Chinese painting and calligraphy at first, but has since broadened his tastes. The auction catalogue shows the last owner bought it from Sotheby’s in New York in 2015, and Wang’s company collection director once publicly said that it was the buyer.


In the past, works by Western Impressionist masters have rarely been presented on the mainland market. But China’s booming economy and growing art market, plus rising number of public and private museums, have naturally grown interest in western canons, says Hu Yanyan, the president of China Guardian.

3 Aralık 2021 Cuma

GALERİ SOYUT ANKARA’DAKİ İKİNCİ GALERİSİNİ ÇAYYOLU’NDA AÇIYOR

Ilgın Erdem, "Düş", 2011, tuval üzerine yağlıboya, 60x60 cm.


Ankara’nın kurumlaşmış galerilerinden Galeri Soyut, otuz bir yıllık geçmişiyle bu kez “Galeri Soyut Çayyolu” olarak ikinci bir sergileme alanıyla 4 Aralık 2021 tarihinde Başkentliler ile bir araya geliyor.

Üç katlı alanıyla daha geniş ve çağdaş bir yaklaşımla düzenlenen Galeri Soyut Çayyolu salonlarındaki açılış sergisi “Yeni Etki” adıyla çeşitliliği ile farklı disiplin ve biçemleri kucaklayıcı bir anlayışı benimsiyor. Açılışa özgü olarak düzenlenen sergi, her bakımdan karma bir özellik taşıyor. Sergilenen yapıtlarda teknik ve malzeme yönünden bir sınırlama yok. Resim (yağlıboya, akrilik, suluboya), seramik, cam, metal ve mermer heykellerin yanı sıra değişik malzemelerden oluşturulmuş çalışmalarla ziyaretçilere görsel bir şölen sunuluyor.

Sanatın, kültürel yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğu gerçeğinden hareketle açılan Galeri Soyut Çayyolu, şehrin gereksinimlerine karşılık veriyor. Onur ve Mehmet Subaşı tarafından oluşturulan “Yeni Etki” sergisi, çok sayıda sanatçı ile izleyici arasında bir tür kucaklaşma ve aynı çatı altında buluşma imkânı sağlıyor.



Hasan Basri İnan, "Bir Ömürlük Misafir", 2021, tuval üzerine yağlıboya, 60x60 cm.


SANATÇILAR:

Adem BAŞPINAR, Ahmet Umur DENİZ, Ahmet YEŞİL, Ali Fatih KÜÇÜKOSMANOĞLU, Ali HERİSCHİ, Ayhan ÇETİN, Baran KAMİLOĞLU, Behzat Hasan FEYZULLAH, Binnur YÜCEBAŞ, Celal BİNZET, Derya YILDIZ, Duygu AYDOĞAN, Emrah EMİR, Engin KORKMAZ, Ercan AYÇİÇEK, Ertuğrul ATEŞ, Erol PELİOĞLU, Fevzi KARAKOÇ, Firdevsi FEYZULLAH, Gülveli KAYA, Habip AYDOĞDU, Hakan CİNGÖZ, Hakan ERASLAN, Halil COŞKUN, Hasan Basri İNAN, Hasan MİRZA, Hasan SAYGIN, Hatice ARAS, Hayati MİSMAN, Hikmet ÇETİNKAYA, Hülya Kandemir KANBER, Hüseyin FEYZULLAH, Ilgın ERDEM, Kadir ABLAK, Kadir ÖZTOPRAK, Kadir ŞİŞGİNOĞLU, Mehmet Ali DOĞAN, Murat TOLGA, Müslüm TEKE, Necmettin ÖZLÜ, Nurettin AKKAYA, Orçun İLTER, Orhan UMUT, Osman AKÇA, Peruze HAMURCU, Raşit ALTUN, Samed Arda SELİM, Selahattin AYDIN, Sema ÖCAL, Sertap YEĞİN, Talat AYHAN, Tamer DERİCAN, Tansel TÜRKDOĞAN, Tolga BOZTOPRAK, Zahit BÜYÜKİŞLEYEN, Adnan TURANİ, Mustafa AYAZ, Ergin İNAN, Devrim ERBİL, Yalçın GÖKÇEBAĞ, Nuri ABAÇ, Nuri İYEM

Heykel – Seramik – Cam

Asaf ERDEMLİ, Ayşe ERGÜNER, Azimet KARAMAN, Buğra Özer, Cemil GÜÇ, Demet KAYA, Elif AYDOĞDU AĞATEKİN, Emir ÖZKAYA, Hale Feriha HENDEKÇİGİL, Metin YURDANUR, Mine POYRAZ, Mustafa AĞATEKİN, Mustafa TUĞRUL, Ramazan TİLKİ, Selçuk YILMAZ, Ufuk AKBEY


Hasan Basri İnan, "Bir Ömürlük Misafir", 2021, tuval üzerine yağlıboya, 60x60 cm.


2 Aralık 2021 Perşembe

NEDRET SEKBAN “SEÇMELER” RESİM SERGİSİ GALERİ SELVİN NİŞANTAŞI’NDA

Nedret Sekban.


Nedret Sekban'ın “Seçmeler” isimli resim sergisini 15 Aralık - 14 Ocak tarihleri arasında Galeri Selvin’in Nişantaşı galerisinde görülebilir.

1953 yılında Trabzon’da doğan Nedret Sekban, 1977 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü, Neşet Günal Atölyesi’nden mezun oldu. 1979 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Resim Bölümü’ne asistan olarak girdi. 1983 yılında aynı kurumda sanatta yeterlik diploması aldı. 1992 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde yardımcı doçent; 1995 yılında doçent oldu. 2001 yılında profesörlüğe yükseldi. 2017 yılında emekli oldu.

Nedret Sekban.


İlk kişisel sergisini 1987’de açan, figüratif bir ressam olan sanatçının resimlerinde en çok göze çarpan temalar; çingeneler, deniz, balıkçılar, dalgalar, demiryolu işçileri ve Karadeniz’e ait realist çerçevedeki gözlemleri yoğun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Nedret Sekban’ın birbirlerinden çok farklı gibi gözüken deniz ve çingene temalarına olan saplantısı aslında onları tek bir nedene bağlı olarak seçtiğini bizlere şöyle açıklıyor: “Denetlenemezlik, benim denizlerimden başka önemli temam olan çingenelerde de vardır. Onların da tarih boyunca denetlenemeyen halleri insanda bir bağımsızlık duygusu uyandırıyor.”

Sekban, eserlerine konu olan söz konusu sıradan insanı bir fotoğraf karesinden alır gibi almamış, ona kendi yorumunu ve onda gördüğü içsel devinimi göz önünde bulundurarak yansıtmıştır. Sekban’ın eserlerinde yer alan özgün sanatsal yaratıcı ruh, işte bu aktarma sürecinde gizlidir.

 

Ödülleri:

Ahmet Andiçen Sanat Ödülleri Resim Yarışması, Birincilik Ödülü, İstanbul (1974)

Ahmet Andiçen Sanat Ödülleri Resim Yarışması, Birincilik Ödülü, İstanbul (1975)

10. DYO Resim Yarışması Ödülü, Ankara, İstanbul, İzmir (1976)

Kartal Kültür Şenlikleri Resim Yarışması Sergisi Birincilik Ödülü, İstanbul (1978) 

Cumhuriyet Senatosu Vakfı Atatürk Resim Yarışması, Mansiyon, TBMM, Ankara (1981)

Vakko Resim Yarışması, Mansiyon, İstanbul (1982)


Galeri Selvin

Abdi İpekçi Caddesi No:38 D:3, Nişantaşı İstanbul

Tel: 212.263 74 81

www.galeriselvin.com

29 Kasım 2021 Pazartesi

OMM’DAN YENİ SERGİ: "MAZİYE BAKMA MEVZU DERİN"

Mustafa Boğa, Extraneous Objects, Fine Art Baskı, 30x40 cm, Edisyon 2/5, 2017


OMM - Odunpazarı Modern Müze, “Maziye Bakma Mevzu Derin” isimli karma sergiyi 10 Aralık 2021 - 31 Mayıs 2022 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturmaya hazırlanıyor. OMM’un tüm katlarına yayılacak “Maziye Bakma Mevzu Derin” birey ve toplum arasındaki ilişkide bireye biçilen rollere, toplumsal normlara dayanan alışkanlıklara ve “öteki”yi tanımlama biçimlerine odaklanıyor.

 

Gözde İlkin, Muamma, Kumaş üzerine Karışık Medya, 147x250 cm, Fotoğraf: Ozan
Çakmak, 2014.


Odunpazarı Modern Müze 31 sanatçıyı bir araya getirdiği, “Maziye Bakma Mevzu Derin” adlı sergisinde kolektif belleğin bir parçası olarak varlığını sürdüren insanın varoluş mücadelesinde aidiyet, uyum ve meydan okuma kavramlarını inceliyor. Toplumsal normlara dayanan alışkanlıklara ve ötekiyi tanımlama biçimlerine odaklanan sergi, tabu, özgürlük ve ifade alanları gibi kavramları sosyal düzen ve bu düzenin ritüelleri üzerinden sorguluyor.

 

Nilbar Güreş, Başüstü TrabZONE serisinden, C-print, 150x100 cm, 2010


Kutuplaşan bir bireysellik anlayışının hakimiyet sürdüğü bu dönemde “ifade özgürlüğü nedir?” sorusuna da cevap arayan sergide yer alan eserler, geleneksel teknik ve imgeler üzerinden inşa edilen ortak bir paydada buluşuyor. Aidiyet, adaptasyon, kabul görmeme, meydan okuma gibi kaçınılmaz insan olma hallerini araştıran ve kutuplaşan ve çelişkili perspektiflerin yarattığı, kökleri geçmişe uzanan birey-toplum çatışmasını irdeleyen eserler, parça ile bütün, birey ile toplum arasındaki sistematik ilişkiyi anlatıyor. Zamanın derinliklerinde gezinirken kişisel ve kolektif bilinç arasında yeni bağlar keşfetme imkânı sunan seçki, izleyiciye kendisine verilen roller, belirlenen sınırlar ve alternatif hayatlar hakkında yeni fikirler veriyor, bu bağlamda içinde bulunduğu konum ve durumları yeni bir ışık altında tekrar düşünmeye davet ediyor.

 

Sinan Tuncay, Mahremi Umumi Gelin, Pigment Baskı, 80x56 cm, 5/7 + 2 AP, 2015



OMM Sergiler Direktörü Zeynep Birced, Maziye Bakma Mevzu Derin sergisine dair düşüncelerini "Maziye Bakma Mevzu Derin, 20. yy’da Türkiye’de yaşanan toplumsal, kültürel ve siyasal değişimlerin bireyin varoluş çabası üzerindeki etkisi ile beraber bahsi geçen sosyolojik yapıya içkin aidiyet sorunsalına yoğunlaşıyor.

 

Sergi bugünden geçmişe bakarken, birçoğu üretimine 2000'li yıllarda başlamış; kendi köklerine dönerek bu konuyu inceleyen genç sanatçıyı, Türkiye çağdaş sanatının önde gelen isimleri ile bir araya getiriyor. Bu bağlamda bir kanon görevi gören sergi, birbirine eklemlenerek bütünlüklü bir külliyatin parçalarını oluşturan eserleri “ben ve ben olmayan” mefhumu üzerinden okumaya olanak sağlıyor." şeklinde ifade ediyor.

 

10 Aralık 2021 tarihinde açılışı gerçekleşecek sergide yer alacak sanatçılar arasında Ali Elmacı, Antonio Cosentino, Aydan Murtezaoğlu, Bengisu Bayrak, Can İncekara, CANAN, Cansu Yıldıran, Damla Yalçın, Eda Çekil, Fatma Bucak, Gözde İlkin, Halil Altındere, Hasan Özgür Top, İhsan Oturmak, Kezban Arca Batıbeki, Manolya Çelikler, Memed Erdener, Mustafa Boğa, Nancy Atakan, Nilbar Güreş, Nur Koçak, Olgaç Bozalp, Pınar Yolaçan, Ramazan Can, Rehan Miskci, Sinan Tuncay, Şener Özmen, Şükran Moral, Zehra Çobanlı, Zeren Göktan ve Zeyno Pekünlü bulunuyor.  

 

OMM Hakkında

Dünyaca tanınan Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates’ın (KKAA) imzasını taşıyan ve etkileyici tasarıma sahip 4,500 m²’lik müze alanıyla OMM, eğitim programları, seminerler, sanatçı buluşmaları, atölye çalışmaları ve dinamik sergi programıyla kültürel gelişimin artırılmasını ve gençlerin sanatsal birikiminin güçlenmesini hedefliyor. Polimeks Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve koleksiyoner Erol Tabanca tarafından Eskişehir’de kurulan ve 8 Eylül 2019 tarihinde kapılarını ziyaretçilerine açan OMM’da koleksiyon sergilerinin yanı sıra, farklı disiplinlerden çağdaş sanatın uluslararası isimleri evrensel bir bakışla süreli sergi programında yerini alıyor.

OMM’da gerçekleşen güncel sergi, etkinlik ve eğitim programlarını takip etmek için www.omm.art adresini ziyaret edebilirsiniz. Ziyaret saatleri, bilet fiyatları, rehberli turlar ve ulaşım hakkında detaylı bilgi için: https://www.omm.art/tr/ziyaret

 

omm.art | @ommxart

28 Kasım 2021 Pazar

ZEKİ SUBAŞI EN İYİ YÖNETMEN ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ




Zeki Subaşı’nın Yapımcılığını ve Yönetmeliği'ne imza attığı ‘Bizim İçin’ Belgeseli, Brüksel Capital Film Festivali’nde ‘En İyi Yönetmen’ ödülüne layık görüldü. Brüksel Capital Film Festivali’nde ‘En iyi yönetmen Ödülü’nü alan ‘Bizim İçin’ belgeseli; Dünya’nın En zehirli noktası olarak bilinen, Endonezya’daki Kawahİjen Volkanik Dağı’nda hayatını tehlikeye atarak, sülfür madenciliği yapan bölgedeki tek kadın madenci Nanda’nın ailesini ayakta tutmak için yaptığı fedakarlıklarla dolu yaşamına odaklanıyor. 




Kadın sorunları, çevre kirliliği, gelir dağılımı dengesizliğinin toplum ve insan yaşamındaki ağır etkileri ile evrensel sorunlara dikkat çekmeyi başaran belgesel, Kadın öykülerini aktaran bir üçleme serisinin ilki. Zor koşullarda gerçekleşen filmin çekimi sonucunda Festival’de En İyi Yönetmen Ödülüne layık görülen filmin yapımcısı ve yönetmeni Zeki Subaşı, “Dünyada şahit olunması gereken çok hikâye var, Dünya artık bizim gözümüzden bu yaşamlara şahitlik ediyor” açıklamasını yaptı. 



Yönetmenlik kariyerine 2008 yılında başlayan Subaşı Türk belgeselciliğinde birçok ilke imza attı. Pakistan’dan, Madagaskar’a, Endonezya’dan Meksika’ya farklı coğrafyalarda belgeseller çeken yönetmen, TRT Belgesel de 6 yıldır yayınlanmakta olan ‘Bir Dünya Yaşam’ serisinin hem yapımcılığını hem de yönetmenliğini yapmaktadır.









8 Kasım 2021 Pazartesi

AHMET YEŞİL “SESLER VE İZLER” SERGİSİYLE TATARİSTAN CUMHURİYETİ DEVLET RESİM SANATI MÜZESİ’NDE

Ahmet Yeşil, “Sesler ve İzler - Sounds and Marks 1”, 2018, tuval üzerine yağlıboya, 150x120 cm.



İlk resim sergisini açtığı 1979 yılından bu yana aktif olarak sanat yaşamının içinde yer alan ve yurtdışında açtığı sergilerle ülkemizi birçok defa temsil eden Ahmet Yeşil, şimdi de
“Sesler ve İzler” temalı sergisiyle 16 Kasım 2021 – 16 Ocak 2022 tarihleri arasında Tataristan Cumhuriyeti Devlet Resim Sanatı Müzesi’nde izleyicilerle buluşuyor. 42 yıldır sanatı hayatı, hayatı sanatı, atölyesi mabedi olan sanatçı, bugüne kadar 110 kişisel sergi açmış, 300 karma ve yarışma sergisine katılmış, 24 ödül almıştır.


Tam anlamıyla ‘nev-i şahsına münhasır’ olarak tanımlanabilecek bir fırçaya sahip Ahmet Yeşil, Dünyadaki ve Türkiye’deki moda akımları çok yakından takip etse de o kendi gerçeğinden vazgeçmemiş, yıllar içinde fırça darbeleri ile tuvaline aktardığı özlemleri, tutkuları, heyecanları, duyguları, düşüncüleri, acıları, mutlulukları onu nereye götürdüyse, sanatı da o bağlamda gelişmiş, bugünkü gücüne ulaşmıştır. Özellikle ve ısrarla belirtilmesi gereken nokta ise, dünyadaki hiçbir sanatçıyla karşılaştırılamayacak ve Ahmet Yeşil tarzı olarak anılan görsel bir dil yaratmış olmasıdır.


Ahmet Yeşil, “Tarihsiz Günlükler”, 2016, tuval üzerine yağlıboya, 120x90 cm.



Ulusal ve uluslararası müze, kurum ve özel koleksiyonlarda onlarca eseri bulunan Ahmet Yeşil, “Sesler ve İzler” serisiyle ilgili kaleme aldığı yazısında şunları aktarıyor: “Ses, tüm duyu ve birikimleriyle sanatçıya da hiç beklemediği sorular sorar. Bir uçurum kenarında duruşun bilince etkisidir. Bilincin yaratığı ses dalgalarının geride bıraktığı dilin izleri de gerçekte onunla beraber izleyiciyi de sürükler bu serüvenin içine. Bu izler yaratının ses dalgalarının zaman zaman duyamadığımız, sormaya başladığımız anda duyduğumuz gerçekte eserin bize seslenişi, kurduğumuz iletişimle bizi etkileyen imgelerdir. İzler dediğimiz gerçek, bu imge duyumsaması izleyicinin kendi hakikati üzerinden duyumsadığı imlerdir…”

BİLGİ İÇİN
Tataristan Cumhuriyeti Devlet Resim Sanatı Müzesi
Modern Sanat Galerisi
Kazan, Karl Marks Cad., No:57


Ahmet Yeşil, “Kırılgan İmge - Fragile Image”, 2021, tuval üzerine yağlıboya, 100x85 cm.